DUA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
DUA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25.2.24

2024 BERAT GECESİ

Ey Lutf-u Cemaliye üstümüzdeki kubbeye tecelli eden Rabb-i Rahîmimiz ve ey Hâlık-ı Kerim'imimiz!

Kalbimizin asumanına mahsus rahmetini indir.

Bu gece ihsan  murad ettiğin itâna meccanen erdir.

Çeşitli kördüğümlerle bağlı talimizi manialarından necat ettir.

Yıpranmışlığımızı onar, zilletimizi  izzetinle zengin kıl.

Yitikliğimize imdat et, 

Varlık nurunun devletine erdir..

Uzaklığımızı yakin kıl,

Beladan, cefadan, ezadan, her cins  âda’dan eman ve  selâmet ver..  gerçek esenliğe erdir…

Aşikare veya  gizli olarak  zahir ve batınımıza sirayet etmiş ,asab dizginlerini eline geçirmiş çeşitli maraz ve hastalıklardan ,maddi ve manevi illetlerden halas eyle…

Alışkanlık perdesine sarınmış, ülfet kisvesine bürünmüş, şuurumuzun üstünü örtüp ruhumuza çökmüş tüm kirden pastan azad edip merhamet sağanağında tüm lekelerimizden  arındır .

Güzel ahlâkın ile süsle, hilkaten güzel olan özümüzü zevalsiz ebedileştir.

Dil sürçmelerimizi, tökezlemelerimizi, iki lafı safiyen bir araya getirip maruzatımızı arz edemeyeşimizi, hayırla şerri karıştırıp yüzümüze gözümüze bulaştırıp ne isteyeceğimizi ve nasıl isteyeceğimizi bilememizi affet.

Yâ Rabbi!

Yeryüzüne serpiştirilmiş , türlü türlü desiseler ile ihtilafa düşmüş , birliği dağıldığından keyfiyeten küçülmüş, saygınlığını kaybetmiş, celal ve heybeti elinden gitmiş , hamiyet ve gayret mefküresi çürümüş  , çeşit çeşit sârî dertlere giriftar olmuş Ümmet-i  Merhume-i Muhammed'e  A.S.M yardım et.  

Çünkü bunlar; 

yetimken bulup himaye ettiğin, 

kalbini yarıp içine hikmet ve nur doldurduğun, 

kenz-i mahfinden çıkartıp eflâka gösterdiğin, 

avucunda taşları tesbih ettirdiğin , 

miraç ile huzuna,visale  erdirdiğin, 

canlı cansız mahlukatını risaletine şehadet ettirip selâm verdirdiğin, 

görünmez ordularında desteklediğin, 

sözünü ağzına koyduğun ,

marziyatını söylettirdiğin, 

seninle aramızda ,bizimle aranızda bir nurdan köprü kurduğun………..yanındaki   itibarını tüm  mülk ve melekût alemlerinde ilan ettirdiğin , 

Cebrailin ayaklarının tabanından öpüp uyandırdığı, kitabını kıraat edip mukabele yaptığı, 

dağların adıyla dile geldiği, 

acıların ismiyle dindiği,

lebinden bir katre ile  kör kuyuların coştuğu, 

bulutların peşinden koşup gölgelediği, 

istirahatı  bozulmaması için felek çaklarının durduğu ,

ağaçların şak edip yol verdiği,  

kuru direklerin bile müferakatından deve gibi inleyip ağladığı,

ins ve cinnin elinden dilinden, enfasından ve nazarından şifa bulduğu .. Resulün Muhammed Mustafa’ın  S.A.V  üzerine titrediği  aciz  kullarındır.

Sen , Allah-u Azimüşşansın.. Hem çok merhametli hem sonsuz kerem sahibisin… Bizi bu gece ,şu şefi-i ruz-i cezaya bağışla. A.S.M 

Âmin Âmin Âmin

19.5.20

19.05.2020 Ramazan / Kadir Gecesi .. Hayırlı Kandiller


Allah bize ve umum ümmeti merhume-i Muhammed'e a.s.m ..
Hakla batılı tefrik için hidayet,
Aklın istikameti olan iyi ve kötüyü ayıracak inkişaf ..
Aleyhimize olanı lehimizde zannetme gafletine feraset..
Ihtiyar ettiğimiz hakikati yapma ve tamamlama irademize ikmal ve kuvvet..
Fıtri ve Ahd-i taahhütlerimizi ifaya dikkat ve muvaffakiyet versin…
Heva-i nefsin huzuzat tiryakiliği ve hırsından,mugalaya mehaz olan  tevilinden,
İnfiradi menfaati nazara olan düşkünlükten,
Haddini bilmemekten,
Layık olmadığını istemekten,
Hak etmediğini hak etmiş gibi hallere girmekten,
Kuyu dibinde iken kendini minare tepesinde görme vehimlerinden,
Mülkünde ki memlukiyeti, nisyan ile malik zannındaki zimmetten necat ihsan etsin…
Hadsiz şefkati ile maddi manevi hastalıklarımıza şifa lutfeylesin...
İntibahtan ve insaftan gabilerin, sırat-ı müstakimden hulul ile azc ve fakrından âmâ olanların başı üstünde dolanan tedip ve ceza kılıcının ürperten ışıltısından,
Fark edilmeyen ve ısrar edilen hatalardan ,
Batıl itikad ve menhus istidraçlardan doğan ve sadrımıza oturan sıkıntı ve kararsızlıklardan ,
Bir türlü hakikati olan sürur ile kalbimize gelip yerleşmeyen, çeşitli yeisler ve esbapları ile tazip edici  mutsuzluklara inkılap  eden duygu ve düşüncelerden  kurtuluş yolları açsın...
Yaratılışımızda ki âli maksada, imanımıza ve dinimize ihanetten halas kılsın...
Kusurlarını gösterip tövbe-i Nasuh nasip ettiği muhibbiler hürmetine kusurlarımız ve günahlarımızdan vaz geçmeyi, bir daha geri dönmemeyi inayet buyursun....
Cümle sevdiklerine Selam olsun...
Bizide o zümreyi saadete idhaliyet ile şereflendirsin...Âmîn

.

22.1.19

Dua

Dua eden adam anlar ki, Birisi var, onun hâtırât-ı kalbini işitir, her şeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına medet eder. İşte, ey âciz insan ve ey fakir beşer! Dua gibi hazine-i rahmetin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medârı olan bir vesileyi elden bırakma………………..Sözler…” vermek istemeseydi, istemek vermezdi ” …

10.12.18

Hoş geldin, sefa geldin ey sabah ve ey yeni gün!


sabah vakti ile ilgili görsel sonucuMerha-ba ey mutlu gün! Ve merhaba ey kâtip ve şahit melek! Şu söy-lediklerimizi bizim için yaz:

Ezelden ebede kadar varlıkların halleriyle ve dilleriyle yaptıkları sonsuz hamdler, şükürler ve övgüler yalnız Kendisine ait olan Hamîd; her şeyin üstünde sonsuz derece bir şeref sahibi ve sonsuz takdis ve övgülere lâyık olan Mecîd; dilediğini dilediği şekilde yükselten, yücelten ve herkese lâyık olduğu rütbeyi ve mertebeyi veren Refî’; yarattığı varlıkları çok seven ve onlara da Kendisini her vesileyle sevdiren Vedûd; bütün sıfat, isim ve fiilleriyle her şeyi kuşatan Muhît; mahlûkatı hakkında dilediğini yapan Fa’âl Allah’ın adıyla.

O kuluna şah damarından daha yakındır.

Allah’a îman etmiş, Ona kavuşmaya inanmış ve delillerini kabul etmiş, Allah’ın ulûhiyeti dışında başka ilâhları inkâr etmiş ve Allah’a tevekkül etmiş olarak sabahladık.
Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini, Arşını taşıyan meleklerini şâhid tutuyoruz ki: O bütün mükemmel sıfatlara sahip ve noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah’tır. Kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur, O tektir. Onun ortağı yoktur. Ve yine şahadet ediyoruz ki: Muhammed (a.s.m.) Onun kulu ve Resulüdür. Cennet haktır. Cehennem haktır. Kevser Havuzu haktır. Şefaat haktır. Kabirde sorguya çeken Münker ve Nekir melekleri haktır. Allah’ın verdiği söz haktır. Muhakkak Kıyamet Günü gelecektir ve bunda hiçbir şüphe yoktur. Allah, kabirde yatanları da diriltecektir. İşte biz bu inançla yaşıyor, bu inançla öleceğiz, bu inançla yarın diriltileceğiz ve azap da görmeyeceğiz, inşaallahu teâlâ.

Bahâüddîn Nakşıbend R.A / Evrad-ı Kudisye

8.12.18

ALLAH’ım,



Bismillâhirrahmânirrahîm,

ALLAH’ım, senden (bir şey) istememe üç haslet engel oluyor; bir haslet de senden (bir şey) istemeye itiyor beni.

(Rabbim,) Yerine getirmediğim, getirmekte ağır davrandığım emirlerine, tereddüt etmeden işlediğim yasaklarına ve şükrünü eda etmekte kusur ettiğim nimetlerine bakınca, senden (bir şey) istemeye utanıyorum. Sana yönelenlere, hüsnü zanla dergâhına gelenlere olan lütuf ve fazlını görünce de, senden istekte bulunmaya cüret ediyorum. Çünkü, senin bütün ihsanların bir lütuf, bütün nimetlerin karşılıksız bir bağıştır.

Ey mâbudum, şimdi ben, zilletle boyun eğmiş bir halde izzet kapının önünde durmuş, çoluk çocuğu çok, fakr-u zaruret içindeki biri gibi utanarak senden (lütuf ve merhametini) dileniyorum ve itiraf ediyorum ki, bana ihsanda bulunduğun zaman sana karşı gelmemeye gayret etmekten başka bir şey yapmış değilim ve hiçbir zaman da senin lütuf ve fazlından mahrum kalmamışım.

Şimdi ey Rabbim, katında kötü şeyler kazandığımı ikrar etmek, bana bir yarar sağlar mı? Çirkin işler yaptığımı itiraf etmek, beni senden (senin azabından) kurtarır mı? Yoksa, bulunduğum durum itibariyle gazabını mı hakkettim?! Yoksa seni çağırırken gazabınla mı cevap vereceksin?!

Seni tenzih ediyorum! Tövbe kapısını yüzüme açık bıraktıktan sonra senden ümit kesmem. Aksine, günahları büyük, bahtı dönmüş, amel zamanının bittiğini, ömrünün sona erdiğini görüp senden kurtulamayacağını, senden kaçamayacağını anlayınca, tertemiz bir kalple sana dönüp ihlasla tövbe eden, sonra da karşında eğilip bükülerek, başını aşağı salarak, korkudan dizleri titreyerek gözyaşları suratını ıslatmış bir halde kısık bir sesle seni çağıran, sana yalvaran, kendine zulmetmiş, Rabbinin saygınlığını küçümsemiş hakir bir kul gibi; “ey merhametlilerin en merhametlisi; ey merhamet arayanların yöneldiği en merhametli zat; ey mağfiret dileyenlerin etrafında dolaştığı en şefkatli Zât-ı Kibriya; ey affı cezalandırmasından çok olan; ey rızası gazabından bol olan; ey güzel affıyla yaratıklarına minnet koyan; ey kullarını tövbelerinin kabul olacağına alıştıran; ey kötülerin tövbeyle ıslah olmalarını sağlayan; ey kullarının az amellerine razı olan; ey onların az amellerine çok mükâfat veren; ey dualarına icabet etmeyi onlar için tazmin eden ve ey lütfuyla onlara en iyi ödülü vereceğini vaad eden (yüce ALLAH)!” diyerek seni çağırırım, sana yalvarırım. Çünkü ben, sana isyan edip de bağışladığın en isyankâr, mazeret gösterip de mazur gördüğün en kötü ve tövbe edip de tövbesini kabul ettiğin en zalim kişi değilim.

Buradan sana yönelerek, kaçırdığı fırsatlara pişman olan; devşirdiği günahlardan korkan; yaptıklarından utanç duyan; senin indinde büyük günahı affetmenin büyük bir şey olmadığını, bunun sana göre kolay bir iş olduğunu, hadsiz hesapsız suçlara göz yumabileceğini bilen ve sana en sevimli kulun; sana karşı büyüklük taslamayı terkeden, günahlardan sakınan ve sürekli bağışlanma talebinde bulunan kul olduğunun bilincinde olan biri olarak tövbe ediyorum.

(Ey Rabbim,) Büyüklük taslamaktan, günahlara devam etmekten sana sığınırım. Kusur ettiğim hususlarda senden bağışlanmamı dilerim. Âciz olduğum, güç yetiremediğim konularda senden yardım isterim.

ALLAH’ım, MUHAMMED ve âline salat eyle ve üzerime farz ettiklerini bana bağışla; hakkettiğim cezalandırmalarından beni kurtar; günah ehlinin korktuğu (cehennem azabı)ndan bana güvence ver. Çünkü sen, af ile dolusun; mağfiret için umulansın; bağışlama ile tanınmışsın; hacetimi senden başka kimseden dilemem; günahımı senden başka bağışlayacak olan yoktur. Her türlü eksiklik sıfatından münezzehsin sen. Senden başka kimse bana zarar veremez, senden başka kimseden korkmam. Hiç şüphesiz, sen takva ehlisin; mağfiret ehlisin. MUHAMMED ve âline salat eyle ve hacetimi gider, dileğimi kabul et; günahımı bağışla, korkumu güvene çevir. Hiç kuşku yok, sen her şeye kadirsin ve bunlar sana pek kolaydır.

Âmin, ya Rabbe’l-âlemin.”…….Seyyidü'l-Sacidin Zeynelâbidîn (Radıyallahu Anhüm)

22.5.17

Yâ Rabbî ve yâ Rabbe's-Semâvâti ve'l-Arâdîn! Yâ Hâlıkî ve yâ Hâlık-ı Küll-i Şey!

Gökleri yıldızlarıyla, zemini müştemilâtıyla ve bütün mahlûkâtı bütün keyfiyâtıyla teshîr eden kudretinin ve irâdetinin ve hikmetinin ve hâkimiyetinin ve rahmetinin hakkı için, nefsimi bana musahhar eyle! 
Ve matlûbumu bana musahhar kıl! Kur'ân'a ve îmâna hizmet için, insanların kalblerini Risâle-i Nur'a musahhar yap! Ve bana ve ihvânıma, îmân-ı kâmil ve hüsn-ü hâtime ver! Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâma denizi ve Hazret-i İbrâhim Aleyhisselâma ateşi ve Hazret-i Dâvud Aleyhisselâma dağı, demiri ve Hazret-i Süleyman Aleyhisselâma cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâma şems ve kameri teshîr ettiğin gibi, Risâle-i Nur' a kalbleri ve akılları musahhar kıl! Ve beni ve Risâle-i Nur talebelerini, nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azâbından ve Cehennem ateşinden muhâfaza eyle ve Cennetü'l-Firdevste mesut kıl!

Âmin, âmin, âmin!


Lemalar | Münâcat |

20.10.16

Duaya Ulaşmak

Dua tam bir ibadettir..Hz Muhammed Aleyhisselatu vesselam…

Dua bir sırr-ı azîm-i ubûdiyettir.(kulluğun büyük sırrı)

Belki ubûdiyetin ruhu (Allah’a CC kulluğun,hayat kaynağı,cevheri,canı) hükmündedir.Bediüzzaman

Duanın şe’ni,(özelliği) terdad ile takrirdir.(tekrar ile sağlamlaştırma) Bediüzzaman
........
Allah’a CC verine fıtraten verilen misaka sadık kalmak uzun soluklu ve daimi bir durum, hayatlı bir daire, titiz yaşanılacak bir ömür çizgisidir.
İbadet denilen hakikat,yaratan ve yaratılan arasındaki münasebeti karşılıklı bir konumda tutan yegane yoldur.Muhtelif şekli olan ibadetin şuurlu dili ise duadır.Gizli, açık seslendirilen isteklilik hali..düşünceyi,arzuyu itiraf eden,hal ve kal’e tercüman olan aracı fiil duadır.
İnsan kendini ne kadar tanırsa acizliğinin ve fakirliğinin farkına varır.İhtiyaçlarını kavrar.Gereksinimlerini giderecek bir yol arar.Çünkü insanlığı kaybolmamış bir insan,Üstad Bediüzzaman’ın ifadesiyle ;” İnsan insaniyete layık bir şerefle yaşamak ister”…
Biraz daha akıl yürüten bir insan maddi manevi ihtiyaçlarını nasıl tedarik edebileceğini düşünmeye ve taharriye başlar.Bir çok sebep dairesinin kapısını çalar…
Ve sonunda “isteyende aciz kendisinden istenen de” buyrulan hakikatin kapısına yanaşır…Esbab yolunun bittiğini anlayan veya sebeplerin mahiyeti asliyesini kavrayan bir iz’an “Esbab ise bahanelerdir, vesait de perdelerdir” penceresinden nefes almaya başlar…
Tüm bu iletişim ve etkileşim bir birine bağlı olan; iman, tanımak bilmek, sevmek üçlüsünün sonucudur.
Bir maliki, yaratanı olduğuna sağlam iman etmemiş birisinde, onu tanımak merakı oluşmaz. O’nu tanımak merakı oluşmayan bir inanç ise taklidi ve örfi bir inançtır. Zayıftır, hatalıdır, tehlikelidir.
Ancak yaratanın varlık ve birlik delilleri ile hüccetlendirilmiş olan bir iman..iman sahibinde tanımak,bilmek hissini ve sevkini meydana getirir.Bu nedenle sonsuz bağ ve bu bağlar arasında hadsiz ilişkileri olan bir münasebeti,bildim,buldum zannetmek ;küçük bir lem’ayla kifayet edip ışığın kaynağına ulaşamamak anlamına gelir.
Daha yok mu? Yaklaşımıyla genişleyerek yürümeye devam eden bir isteklilik ve ilgi bilmek tanımak ufkunda, sonsuz nur bulmaya neden olur. Muhatabı hakkında elde ettiği her bilgi,ulaştığı her nimet,aklını,kalbini,ruhunu olgunlaştırıp kamil bir noktaya doğru çekecektir.Bilmek ve bilinmek denge noktası ise bir çok sırrı,muhabbetti,aşkı ve vuslat iştiyakını netice verecektir.
İşte dua bu bilmek bilinmek denge yolculuğundaki tekellümdür.Konuşmaktır.Arz-ı haldir.Talepleri,edepleri ifade etme aracı,sevgiyi ilan vasıtasıdır.Razılık ilamını hadsiz nazarlara açan ve temaşaya davet eden,kulluk mayasının gereğinin teşhidir.
Yani aslında dua,yakın geleceği ilgilendiren bireysel talepleri elde edebilmek için bir usul olmaktan çok daha yüksek bir değere sahiptir.
Ve dua,edilen muhatabı itibariyle hakiki ihtiyaç,iştiyak ve samimiyete ve istenilen şeyin değeri ile ilgili bir denkleme de sahiptir.Bazı dünyevi meseleler duanın temas edebileceği her şeyi dikkate alır.Bir amaca uğraşmak,o amaca tayin edilmiş maksad veya fetvaya namzet,yada akıbete düçar veyahut nimete mazhar olanların yaşam dairelerindeki tüm münasebeti kapsar.Bir çocuğun gözyaşına takdir edilmiş şekerlemenin veya bir ailenin sofrasına gelecek ekmeğin temas edebileceği,yağmurdan toprağa,topraktan başağa ilaahir ..bir etkileşim alanına sahiptir.Manzaranın bütününü göremeyen cinayetkar hırsın müdahale talebi meşieti ilahiye tafaından geri verilir.Üstadımızın dediği gibi,Meşieti ilahiye meşieti beşeriyeyi geri verir.Kader konuşur cüz-i ihtiyari susar.
İşte çok istimal edilen “HAYIRLISI”kelimesi kader bezminde hudutları malum olmayan sınırlara müdahil olmaktan edeple içtinap edip teslim olmanın bir ifadesidir.
“Eğer hak onların keyiflerine tâbi olsaydı, gökler ve yer fesâda uğrardı.” Mü’minûn Sûresi, 23:71. Buyrulduğu ve yine üstadın şiddetli ifadesiyle;
“Ey müteşekkî! Sen nesin? Neye binaen itiraz ediyorsun? Cüz’îhevesini külliyat-ı kâinata mühendis mi yapıyorsun? Kokmuş olan zevkini nimetlerin derecelerine mikyas ve mizan mı yapıyorsun? Ne biliyorsun ki, nakmet olarak gördüğün şey belki ayn-ı nîmettir? Senin ne kıymetin var ki, sineğin kanadına müvâzi olmayan hevesini tatmin ve teskin için felek çarklarıyla hareketten teskin edilsin? Hitabı ile karşılaşır.
Eğer talepte edep olmaz ise bütünüyle bir mahrumiyettir. Çünkü talep dillendirilen bir ihtiyaçtan ileri gelmektedir. Hakikatte bir hak kaybının feveranı değildir.Velev öyle olsa Allah’ın adil olduğunu bilen bir iman teslimiyet yolunu tercih ederek,kaderin adaletini bekleyecektir.Evet bir aczin ve ihtiyacın lisanı olmuş bir lisanın mahviyet ve tevazu içinde bulunması ve ilan ettiğine tevekkül etmesi esastır.
Tereddüt göstermek, delil sorgulamak, acabalar içinde olmak, dua edilen hakkında bilgisizliğe ve inanç zafiyetine delalet eder.
Örneğin; İşitir,bilir.Görür ve lakayt kalmaz…Kudretli ve merhametli..vermeyi sever ve muktedir..kullarının mutlak hayrını ister..yaratan ve yarattığına hakim..her şey onun izni ile meydana gelir..vb bilen bir yakarışın vehimle münasebet kurup çelişkiye düşmesi talihsizliktir.
Evet, duanın dua olabilmesi için, imtihanın kavranması, ihtiyacın gerçekliliği, talepteki içeriğin nefsi zaaf ve isyan, tahammülsüzlük içermemesi, tevekkül ve kanaat ile güven ilkesine sahip olması önemlidir.
Yani ,umumu alakadar eden şeylerde sana göre diye bir şey olmaz.Zaman,zemin,mekan etki alanı,diğer haklar veya haksızlıklar,takdirler,sonuçlar vb çok geniş bir daireyi içine alan durumlar göz ardı edilmemeli.Kişi kendince ihtiyaç gördüğü şeyleri ve talepleri uygun bir üslupla dile getirip neticeye kanaat etmeli..olursa nurun ala nur..olmaz ise vardır bir bildiği deyip..durumu muhabbetle kabullenmeli..
İnsanların konumları karıştırmaları öncelikli meselelere yer değiştirdiğinden,beka yanında sinek kanadı kadar değeri olmayan bir dünyanın işlerine ,kırılacak camlarına elmas bahası verildiğinden,kendilerini ilgilendirdiğini düşündükleri boylarından büyük şeylere gözlerini dikmiş,severek isteyerek kendi olumsuz akıbeti için dilekte bulunabiliyor.Oysa kabul olmadığını düşündüğü dualarına yön değiştirip;
Hakiki geleceğimi zenginleştir..
İman selameti ver..
Rızanı kazanmamı nasip et..
Emaneti bir hakkın eda edebilme,sana ulaştırabilmeme yardım et..
Beni kötü huyladan ve günahların arkadaşlıklarından kurtar..
İlmimi arttır..imanımı arttır..
Seni sevebilme kabiliyetimi genişlet,sevdirebilme hizmetleri içinde bulundur..
Doğru ahbablar ve dostlar lutfet..
Cennetine al..âmin gibi isteklerde bulunsa talebin doğruluğu ve ihtiyacın realitesi itibariyle,ilme,imana,hizmete dair şeylerdeki isteklere gelen cevaba kendisi şaşıracaktır.
Mahiyet itibariyle mezra olan bir yere,kalıcı bir nazarla bağlanmak,orada rahata ulaşmaya çalışmak,ona baki bedeller vermeye hazır olmak,müminler açısından Rahmet-i İlahiyeye uygun olmadığından ,zahiren red cevabı ile karşılaşabilir..hakikatte ise merhamet ile baki meyveler verebilir.
Üstadın dediği gibi..Hikmetine itimad etmeli,rahmetini tenkid etmemeli…
Bazen ise çok ısrar kerhen bir takdire rast gelir..bir elde edilir bin kaybedilir..el iyazu billah…
Konuya girerken paylaştığımız dua ve ibadet ilişkisi ile ilgili konuları nazara almalı.Duayı Rabbimizi tanımaya vesile yapmalı.Yoksa hakkında hiç bir şey bilmediğimiz,isim ve sıfatları hakkında bir ilme,hangi icraatı hangi sonuca bakar,neyi nasıl verir,ekser faaliyet tarzı hakkında bir görüş ve birikime sahip olmadığımız,sevgisinden,güzelliğinden,cömertliğind en,adaletinden,takdirinden emin bulunmadığımız ,zenginliğinden birhaber kaldığımız,itimat etmekte teraddüt yaşadığımız,onu razı etmek hususunda bir titizlikle davranmayışımız,ibadetlerimizdeki eksiklikler,emirlerine gösterdiğimiz hassasiyet yoksunluğu ile ..şunu ver..bunu ver..niye vermedin gibi bir gaflete düşmek feci bir sonuç olsa gerek… Doyma yeri olmayan bir yerde doymaya çalışmak ne kadar boş…
Evet kısaca neyi nasıl isterim den çok önce, dualarımla Rabbimden kendiyle ilgili bana bahşedeği marifetten ve mağfiretten ne dileyebilirim.Onu ve kendimi nasıl tanıyabilirim.Benden ne istediğini nasıl öğrenebilir ve nasıl karşılık verebilirim gibi..duayı O’nun yakınlığına kavuşma vesilesi yapmalı…
Temelleri olmayan veya zayıf olan hiçbir bina sağlıklı değildir.Doğru talepler,duanın kabul şartları risale-i nurlarda ve bir çok alim ve kaynaklarda vardır.Bu bilgilere ulaşmak kolaydır.Ama duaya ulaşmak bambaşka bir şeydir.
Herkesin iman ve marifeti nisbetinde kendine ait kelimeleri oluşur.Duasının kendine özgü bir dili ve rengi meydana çıkar.Kendi sesi ve iniltisi dileklerini şekillendirir.Ne zaman ki insan,parmak izi gibi,kimseye benzemeyen yüzü gibi,kimsede olmayan hisleri gibi sözcüklere kavuşur..işte o zaman duaya ulaşır.Sevilenlerin dualarına kendi dualarını karıştırır,öğretilenleri ikrar ile tekrar ederek sağlamlaştırır..Asıl matlup,maksad,kendini gösterir.
Kısaca makul duada devam duaya olan sırra bir yolculuktur.
Dua ile elde edilen neticeden daha önemli olan dua edebilecek bir imana sahip olabilmektir.
Yine dua ile elde edilecek şeylerden daha önemli olan şey, dua edebilecek birinin kulu olabilmektir…
Evet sevgili dostlar duaya ulaşabilmek niyetiyle hoş kalın……….

22.5.15

Ey kurtuluş isteyenlerin tahassungahı olan Allahım,

Ey kurtuluş isteyenlerin tahassungahı olan Allahım,
Beni şeytani şehvetlerden kurtar; beşeriyetin kazuratından temizle; Nebin olan Muhammed'i (s.a.v.) sıddıkiyet muhabbetiyle bana sevdirmek suretiyle beni gaflet paslarından ve cehalet vehimlerinden ter temiz kıl-öyle ki, enaniyet fena bulsun ve Allah'ın minnet bahrinde Allah'ın nimetlerine gark olmuş, Allah'tan alıkoyan her meşgaleye karşı Allah'ın kılıcıyla mansur, Allah'ın inayetiyle mahzuz ve Allah'ın himayesiyle mahfuz olarak herşey Allah için, Allah ile, Allah'a ve Allah'tan olsun.
Ey Nurların Nuru, ey bütün sırların Âlimi, ey gecenin ve gündüzün Müdebbiri, ey Melik, ey Aziz, ey Kahhar, ey Rahim, ey Vedüd, ey Gaffar, ey gayb alemlerini her haliyle bilen, kalbleri ve gözleri dilediği gibi halden hale çeviren, ey ayıpları örten ve ey günahları bağışlayan, Günahlarımı bağışla; esbabın tazyikatına maruz ve bütün kapılar yüzüne kapanmış ve doğru yolda gidenlerin tarikine sülük etmek ona zorlaşmış ve bir kazanç elde edemeden ömrünü ve nefsini gaflet ve masiyet meydanlarında bad-ı hava harcamış olan kuluna merhamet et.
Ey dua edildiğinde cevap veren, ey hesapları sür'atle gören, ey Kerim, ey Vehhab,
Hastalığı büyük ve şifası zor, çaresi zayıf ve belası kuvvetli olan ve Senden başka melce ve ümidi bulunmayan kuluna merhamet et.
İlahi, Derdimi, üzüntümü ve şikayetimi Sana arz ediyorum.
İlahi, Senin dergahında hüccetim, hacetimdir; azığım ise fakrım ve çaresizliğimdir.
İlahi, Senin cüd bahirlerinden bir katre bana yeter; Senin af nehirlerinden bir zerre bana kafi gelir, ey Vedüd, ey Vedüd, ey Vedüd, ey şan ve şerefi herşeyden yüce olan Arş-ı Mecid Sahibi, ey Mübdi', ey Muid, ey herşeyi dilediği gibi yapan Fa'alün lima Yürid!
Arşının rükünlerini kaplayan nur-u veçhin hürmetine, bütün mahlükatını hükmüne ram ettiğin kudretin hürmetine ve herşeyi kuşatan rahmetin hürmetine Senden istiyorum. Senden başka ilah yoktur, ey Muğis, bize imdad et. Ve bütün ömrüm boyunca işlediğim bütün günahları ve lisanımın hatalarını rahmetinle bağışla, ey Erhamü'r-Rahimin. Âmin.
Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. 


Mesnevi-i Nuriye

İlahi! Günahlar beni lal etti.

İlahi! Günahlar beni lal etti. İsyanımın çokluğu yüzünden mahcubum. Gafletin şiddeti ise sesimi kıstı. İşte, ben de, seyyidim ve senedim şeyh Abdülkadir Geylani'nin sesiyle Senin dergah-ı rahmetinin kapısını çalıyor ve onun, kapıcıya aşina nidasıyla Senin mağfiret kapında nida ediyorum:
• Ey rahmeti herşeyi kuşatan ve ey herşeyin melekütu elinde bulunan Zat,
• Ey hiçbir şey kendisine zarar veya fayda veremeyen Zat,
• Ey hiçbir şey Ona galebe edemeyen ve hiçbir şey Ondan kaçıp gizlenemeyen,
• hiçbir şey Ona ağır gelmeyen ve hiçbir şeyin yardımına muhtaç olmayan,
• hiçbir şey Onu bir başka işten alıkoyamayan,
• hiçbir şey Ona benzemeyen,
• ve hiçbir şey Onu hiçbir şeyden aciz bırakamayan Zat, Beni hiçbir şeyden hesaba çekmeyecek şekilde herşeyimi bağışla.
• Ey herşeyi alnından tutup kudretine boyun eğdiren ve herşeyin anahtarları elinde bulunan Zat,
• Ey herşeyden önce var olan Evvel,
• herşeyden sonra baki kalan Âhir,
• herşeyin fevkinde olan Zahir,
• herşeyin dünuna nüfuz eden Batın,
• kudret ve galebesi herşeyin fevkinde bulunan Kahir, Benim herşeyimi bağışla. şüphesiz Senin herşeye kudretin yeter.
• Ey herşeyi her haliyle bilen Alim ve herşeyi kuşatan Muhit ve herşeyi hakkıyla gören Basir,
• Ey herşey her an Onun nazar-ı şuhudunda olan şehid ve herşeyi görüp gözeten Rakib ve ilmi herşeyin bütün inceliklerine nüfuz eden Latif ve herşeyden hakkıyla haberdar olan Habir, Beni hiçbir şeyden hesaba çekmeyecek şekilde, günah ve hata olarak her neyim varsa hepsini bağışla. Hiç şüphesiz, Senin herşeye kudretin yeter.
Allahım, Gafletten ve kötü arzularımdan Senin izzet-i celaline ve celal-i izzetine, Senin kudret-i saltanatına ve saltanat-ı kudretine sığınırım.

Mesnevi-i Nuriye

15.4.15

Benden de kabul et...

bu perişan kalbe bir hayat ver, bu müşevveş akla doğru yolu göster. ile ilgili görsel sonucuSen aklımı merhamet-i marifetinle tutmaz,kalbime şefkat-i muhabbetinle dokunmaz isen beni yakıcı ateşten çevirecek hiçbir şey  yoktur...

Her şeyi talan olmuş bir izafi bir varlıkla hakiki yokluğumu ilan ediyor ve Üstadımın sence makbul ve tanıdık sesi arkasından onun sözlerini tekrarlıyorum..Benden de kabul et...

...Ey Hayy ve Kayyûm olan!Hayy ve Kayyûm isimlerin hürmetine, bu perişan kalbe bir hayat ver, bu müşevveş akla doğru yolu göster. Âmin





...

6.4.14

Abdulkadir Geylani Hz.(k.s) Münacatı

Münacaata besmele çekip tek ilâhın adı ile başlayıp ve yine müracaatı Onu hamd etmekle süslendirip son vereceğim.

Kendisinden başka ilâh olmadığına şehadet eder ve kemalat bakımından akılların ihata edemeyeceği kadar eksik ve noksanlardan münezzehtir.

O ilâh ki, kendisine uyulmak üzere Ahmed’i (a.s) bizlere hak peygamber olarak gönderdi. O Ahmed ki, cismi gittiği halde hakikatı Muhammediyesi devam etmektedir.

O Peygamber ki, bütün hayırları teyit ederek bizlere bildirdi. Aramızda ilmi, hilmi ve Allah’a yaklaştıracak ameli açıkladı.

Ey Allah’tan izzet ve yükseklik hazinesine ulaşmak isteyen talip O’nun yüce isimleriyle dua ve münacatta bulun.


Mütevazı bir kalple temizlenip namazdan sonra de ki: 

(Bu münacaat'a üstadımızın tarzında başlamak niyetiyle,O'nun aşina ve makbul sadasını buraya başlık nevinden ekleyerek sonrasına devam edelim;

O;Dergah-ı İlahiyeye Gavs'ül Azamın makbul ve tanınan sesiyle şöyle seslenmişti:

Allah'ım! Günahlar dilimi tuttu, emrine itaatsizliğim utancımdan ne diyeceğimi bilemez hâle getirdi, şiddetli gaflet sesimi kıstı. Rahmet kapını çalıyor ve efendim, dayanağım olan Şeyh Abdülkadir Geylânî'nin Sence makbul ve kapıcın yanında tanınan sesiyle mağfiret kapında durarak şöyle sesleniyorum:

Allah’ım esma-ı hüsna hakkı için acilen yardım dilerim.


Ya Rahmân: (Ey kullarına acıyıp dünyada merhamet eden Allah’ım) 

..bana acıyıp merhamet eyle.

Ya Rahîm: (Ey ahiret hayatında yalnız müminlere sonsuz merhamet eden Allah’ım) 

..bana merhamet ederek halimi güzelleştir.

Ya Mâlik: (Ey âlemlerin tek sahibi ve maliki.)

Ya Kuddüs: (Ey bütün noksan sıfatlardan, ayıplardan, kusurlardan, hatadan münezzeh olan Allah’ım) 

..kalbimi bütün kötü sıfatlardan temizleyerek mukaddes kıl.

Ya Selâm: (Ey kullarını tehlikelerden, sıkıntılardan, selâmet ve huzura eriştiren Allah’ım) 

..zatımı ayıplardan, sıfatımı noksanlardan, işlerimi şerden koru ve vücuduma selâmet verip, belâ ve musibetlerden muhafaza eyle.

Ya Mü’min: (Ey mümin kullarını ahirette gazap ve azaptan emin kılan Allah’ım) 

..gazabından ve azabından emniyet ihsan eyle.

Ya Müheymin: (Ey kullarını devamlı gözetleyen ve himayesi altında bulunduran Allah’ım) 

..beni himaye edip, her türlü tehlikeden muhafaza eyle.

Ya Azîz: (Ey mağlûbiyet bilmeyen daima galip ve güçlü olan Allah’ım) 

..nefsimdeki zilleti giderip aziz eyle.

Ya Cebbâr:
(Ey hükmünü ve dilediğini hakkıyla yerine getiren Allah’ım) 

..iyileşmesi zor, çözülmesi müşkül, tedavisi olmayan her sıkıntıdan koru.

Ya Mütekebbir: (Ey izzet, şeref ve saltanatından dolayı ihtişam ve büyüklüğünde tek olan Allah’ım) 

..kibirlenip din ve din ehline düşmanlık edenleri zelil eyle.

Ya Hâlik:
(Ey bütün mahlûkatı yoktan var edip yaratan Allah’ım) 

..şerrin her çeşidinden uzaklaştırarak muhafaza eyle.

Ya Bâri:
(Ey eşyayı örneksiz yaratan, icat edip var eden Allah’ım) 

..fazlını, keremini ve nimetlerini bize ihsan eyle.

Ya Musavvir:
(Ey her şeye dilediği şekilde suret ve şekil veren Allah’ım) 

..suretimi güzelleştirdiğin gibi siretimi de güzel eyle.

Ya Gaffâr:
(Ey kulların günahlarını bağışlayan mağfireti çok olan Allah’ım) 

..günahlarımı bağışlayarak tövbemi kabul eyle.

Ya Kahhâr:
(Ey bütün güçleri yenen, isyankârları kahreden, mağlup eden Allah’ım) 

..şeytanımı mağlup ederek kahreyle.

Ya Vehhâb: (Ey nimetlerini karşılıksız veren, bağışta bulunan Allah’ım) 

..bağışta bulunarak ilim ve hikmeti ihsan eyle.

Ya Rezzâk:
(Ey mahlûkata ve kullarına ihtiyaçları olan rızkı veren Allah’ım) 

..kolaylıkla helâl rızk ihsan eyle.

Ya Fettâh:
(Ey kullarına rahmet, hayır, ilim, rızk ve sır kapılarını açan Allah’ım) 

..basiretimi açarak hayır kapılarının açılmasını ihsan eyle.

Ya Alîm: (Ey her şeyin başını ve sonunu, açık ve gizlisini hakkıyla bilen Allah’ım) 

..ilimle şereflendirerek faziletleri ikram eyle. (Faziletlere ulaştır.)

Ya Kâbid:
(Ey dilediğinin nefsini, rızkını ve feyzini alan ve tutan, sıkan ve daraltan Allah’ım) 

..her muanidin (inatçının) kalbini göğsünü daraltarak din ve din ehline saldırmasını engelle.

Ya Bâsit: (Ey dilediğinin nefsini rızkını, ilmini onlara veren, onu açan, rahatlandıran ve genişlendiren Allah’ım) 

..nefsimi rahatlat, ilmimi çoğalt, feyzinle kalbimi nurlandır, göğsümü genişleterek rahatlığa kavuştur.

Ya Hâfid: (Ey dilediği şeyi alçaltan, en yukarı dereceden en aşağı dereceye indiren Allah’ım) 

..münafıkların (nifak ehlinin) kadir ve kıymetini düşürerek en aşağı dereceye indir.

Ya Râfi:
(Ey dilediği şeyi yükselten, en aşağı dereceden en yukarı dereceye kaldıran Allah’ım) 

..esrarınla derecemi âli ve yüksek kıl.

Ya Mu‘iz: (Ey dilediğini aziz, güçlü kılıp şereflendiren Allah’ım) 

..beni ve müminleri buna ehil yaparak aziz eyle.

Ya Muzill: (Ey dilediğini zelil, hor, hakir kılan ve makamlarını en aşağıya indiren Allah’ım) 

..zalimlerin cümlesini (tümünü) zelil, hor ve hakir eyle.

Ya Semi‘:
(Ey her şeyi, gizli açık söylenenleri en iyi bir şekilde işiten, duyan, dua ve ibadetleri kabul eden Allah’ım) 

..dua ve ibadetlerimi dergâhında kabul eyle.

Ya Basîr:
(Ey her şeyi en ince teferruatına kadar en iyi bir şekilde gören Allah’ım) 

..ıslah olunan, kabul görülen kullarından eyle.

Ya Hakem:
(Ey hükmü red edilmeyen tek hâkim, hükmünde hakkı yerine getiren Allah’ım.)

Ya Adl: (Ey verdiği hüküm ve kararlarda hiçbir şekilde adaletsizlik yapmayan tek adil.)

Ya Latîf: (Ey sonsuz lütufkar olan, âlemlerde olan işlerin en ince işlerin sırlarını ve hassasiyetini bilen ve ilahi bir gizlilikte bulunan Allah’ım) 

Hakem, Adl ve Latif isimlerinin hakkı için lütuf ve ihsanlarda bulun.

Ya Habîr: (Ey tüm eşyanın hakikatine vakıf her şeyden tam olarak haberdar olan Allah’ım) 
Sen sır ve sırrın ötesini bilensin.

Ya Halîm: (Ey hilm sahibi, bekleyişi geniş ve yumuşak, suçluları hemen cezalandırmayan Allah’ım) 

..Senden hilm ister ve tek dayanağım da hilmindir.

Ya Azîm:
(Ey akıl ve idrakin erişemeyeceği derecede büyük ve azamet sahibi Allah’ım) 

..büyük kerem ve ihsanından bize nasip eyle.

Ya Gafûr:
(Ey kullarını çok bağışlayan, mağfireti ve yargılaması çok olan Allah’ım) 

..günahkârların günahlarını bağışlayarak af eyle.

Ya Şekûr
: (Ey kendisine itaatkâr olan kullarından razı olan, verdiği nimetleri onlara karşı daha çok artıran Allah’ım) 

..bana ve sevdiklerine, nimetlerini artırarak ulaştır.

Ya Aliy:
(Ey derecesinin ve yüksekliğinin sonu olmayan Allah’ım) 

..benim ve sevdiklerinin makamlarını âli kıl.

Ya Kebîr:
(Ey ululuk ve kibriyası hiç kimsenin erişemeyeceği büyüklükte olan Allah’ım) .

..hayır ve kereminle bizi mükâfatlandır.

Ya Hafîz:
(Ey semaları ve arzın içindekileri koruyan muhafaza ve hıfz edip hiçbir şeyi unutmayan Allah’ım) 

..bizleri arazi ve semavî afetlerden muhafaza eyle.

Ya Mukît: (Ey yarattıklarını geçindiren, barındıran, her canlının rızkını veren Allah’ım) 

..zahiri ve manevî rızıklarınla bizleri rızıklandır.

Ya Hasîb:
(Ey cümle mahlûkatın ihtiyacını gören, herkesi hakkıyla hesaba çeken Allah’ım) 

..ihtiyaçlarımı giderip bana kâfi ol.

Ya Celîl:
(Ey büyük, ululuk, yüce, azamet ve celalet sahibi olan günahkâr kullarına kızan Allah’ım) 

..düşmanlık ve mücadele ettiğim şeytanı korkutarak çekindir ve kaçındır.

Ya Kerîm:
(Ey kullarına çok cömert, keremi ve ihsanı bol olan Allah’ım) 

..mevhibelerinden bol bol ihsan eyle.

Ya Rakîb: (Ey bütün kullarını tek tek gözeten, bütün varlıklar üzerinde görücü olan Allah’ım) 

..düşmanlarıma karşı gözcü ve koruyucu ol.

Ya Mucîb:
(Ey duaları kabul eden, kendisine yalvaranın duasını kabul eden Allah’ım) 

..duada bulunanların duasını kabul eyle.

Ya Vâsi:
(Ey nimeti bol, rahmeti ve ilmi kuşatmış olan, yarattığı âlemlerin ve kudretinin sonuna erişilmeyen Allah’ım) 

..bana ikramda bulunacağın zahiri ve manevî rızıkları geniş eyle.

Ya Hakîm: ( Ey hikmet sahibi her şeyi yerli yerinde ve en iyi bir şekilde yapan Allah’ım) 

..varacağım yeri, meclisi en iyi bir şekilde yapmanı dilerim.

Ya Vedûd:
( Ey iyi kullarını seven bu sevgiyi gönüllere koyan, kendisi de sevilmeye en lâyık olan Allah’ım) 

..Sen bizleri sev, kendini bizlere sevdir.

Ya Mecîd:
( Ey şanı çok yüksek, değer ve şeref sahibi Allah’ım) 

..Senden şeref, saadet, yardım ve sevgi isterim.

Ya Bâis
 : ( Ey kullarına elçi gönderen, ölümden sonra dirilten Allah’ım) 

..nefsimdeki düşmanları gidermeye yardım askerini gönder.

Ya Şehîd: ( Ey mülkünde olan her şeye şahid olan, her yerde hazır bulunan, kendi yolunda ölenlere de edebi hayat veren Allah’ım) 

..dirilip varılacak yeri güzelleştir.

Ya Hakk:
( Ey gerçekten var olan âlemleri hak olarak yaratan, varlığı hiçbir zaman değişmeyen Allah’ım) 

..hakikat meşrebine ulaştırıp içenlerden eyle.

Ya Vekîl:
( Ey kullarının işlerini gören, onların menfaatlerine kafi olan Allah’ım) 

..ihtiyaçlarımı gidermek için sen vekil ol.

Ya Kaviy:
(Ey zaafa ve zayıflığa uğramayan çok güçlü ve kuvvetli Allah’ım) 

..Senin gibi birinin vekil olması elbette yeterlidir, vekil ol ya Rab.

Ya Metîn:
(Ey çok sağlam ve mukkavim olan, hiç bir zaman sarsılmayan Allah’ım)

..zafiyetimi giderip yardımını göndererek kuvvetli kıl ya Rab.

Ya Veliy: (Ey sevdiği kullarına yardım eden, iyi kullarına gerçek dost olan Allah’ım) 

..Seni severek duada bulunan kullarına yardım ederek, sen de sev ve yardımlarında bulun.

Ya Hamîd:
(Ey her âlemde, her lisanda, her varlığın dilinde hamd ile övgü ve sena edilen Allah’ım) 

..Senin varlığına birliğine inanarak hamd ederim.

Ya Muhsi:
(Ey bütün eşyayı kavrayan yarattığı her şeyin sayısını bir bir bilen Allah’ım) 

..kullarının hatalarını adil bir şekilde sayıldığı günde adaletle değil rahmetinle muamele eyle.

Ya Mubdi: (Ey bütün eşyayı ilk kez var edip, yaratan Allah’ım) 

..kereminle hidayet ve rahmet kapılarını aç.

Ya Muîd:
(Ey bütün eşyayı hayattan sonra ölüme ve ölümden sonra hayata çeviren ve buna devam eden Allah’ım.)

Ya Muhyi: ( Ey kullarını dirilten hayat veren, ömür bağışlayan, yaşamaları için sağlık veren Allah’ım) 

..afiyet içinde güzel bir yaşam ihsan eyle.

Ya Mumît:
( Ey kullarını öldüren, canlarını alan, ölümü yaratıp kullarına ölüm acısını tattıran Allah’ım) 

..din-i mübine düşmanlık edenleri acilen öldürüp helak eyle.

Ya Hayy
: (Ey daima diri olan, gerçek olarak yaşayan, sonsuz hayat sahibi olan Allah’ım) 

..ölü kalplerimizi sana zikrederek dirilt.

Ya Kayyûm:
(Ey bütün varlıkları, gökleri, yeri ve her şeyi ayakta tutan Allah’ım) 

..sırlarımı muhafaza ederek kendine ulaştır.

Ya Vâcid:
(Ey hazinelerinde hiç bir şey eksilmeyen, dilediğini dileği vakit bulan Allah’ım)

..beni sevindirecek şeyler ihdas eyle.

Ya Mâcid:
(Ey şan ve şeref sahibi, şan ve şerefi akılların alamayacağı kadar muhteşem olan Allah’ım) 

..sen bana işlerimde yardımcı ve vekil ol.

Ya Vâhid:
(Ey tek olan, zatında ulûhiyet sıfatlarında ve yaptığı işlerinde tek olan Allah’ım)

Ya Samed: (Ey bütün mahlûkatı için başvurduğu tek merci, kendisi ise hiçbir ihtiyaç ve talebi olmayan Allah’ım.)

Ya Kâdir: (Ey kadiri mutlak olan hiç bir mahlûkatın yapma güç ve kudreti gösteremediği şeyleri ve imkânları var edip yerine getiren Allah’ım) 

..düşmanlarımızı helâk ederek yok eyle.

Ya Muktedir:
(Ey iktidar sahibi, her şeyi üzerinde istediğini yapma kuvvet ve kudretine sahip olan Allah’ım) 

..bize hasetlikte bulunanlara azap eyle.

Ya Mukaddim:
(Ey dilediğini öne geçiren, istediğini ileri alan Allah’ım) 

..sırlarımı yücelterek öne al.

Ya Muahhir:
(Ey dilediğini geri bırakan, istediğini arkaya alan Allah’ım) 

..beni geri şeylerden koruyup afiyet ihsan eyle.

Ya Evvel:
(Ey başlangıcı olmayan tek varlık olan Allah’ım) 

..hayır ve hasenat yapıp gönderenlerden eyle.

Ya Âhir:
(Ey nihayeti olmayan, ezelden ebede kadar var olan Allah’ım) 

..kelime-i şahadeti getire getire ömrüme son verip ruhumu al.

Ya Zâhir:
(Ey varlığı aşikâr olan, yarattığı eserleri ile güneş gibi varlığını kabul ettiren Allah’ım) 

..açık ve zahiri nimetlerinden bize ihsan eyle.

Ya Bâtın:
(Ey varlığını gizli tutan, sıfat ve eser tecellileri ile zatı ilâhîsini gizleyen Allah’ım)

..Seni bilin ve tanıya ariflerden eyle.

Ya Vâli:
(Ey bütün eşyada tasarruf sahibi olan, tek başına bütün âlemlerde olanları idare eden Allah’ım) 

..bizlere acıyıp nasihat edecek kişileri başımıza getir.

Ya Müteâlî:
(Ey her şeye tam kudreti ile faik, mahlûkat sıfatlarından âli ve münezzeh olan Allah’ım) 

..başımızdakileri ıslah edip doğru yola ilet.

Ya Ber:
(Ey kullarına karşı ikramı ve iyiliği bol, mahlûkata karşı çok kayırıcı olan Allah’ım) 

..vergilerinden, nimetlerinden bize de ihsan eyle.

Ya Tevvâb:
(Ey kullarının tövbelerini kabul eden günahlarını bağışlayan Allah’ım) 

..günahlardan tevbe etmeyi nasip edip tövbemi kabul eyle.

Ya Muntakim:
(Ey düşmanlarından öç ve intikam alan mücrimleri cezalandıran Allah’ım)

Ya Afuv: (Ey affı bol olan bağışlaması ve affetmesi çok olan Allah’ım) 

..bize acıyarak fazl ve kereminle günahlarımızı affet.

Ya Raûf:
(Ey son derece merhametli, acıması ve şefkati bol olan Allah’ım) 

..dua ederek sana sığınan kullarına şefkat ederek dualarını kabul eyle.

Ya Mâlike’l-Mülk:
(Ey mülkün ve bütün varlığın tek sahibi ve devamlı malıki olan Allah’ım) 

..Sana ihtiyaçlarını arz edenlerin ihtiyaçlarını giderirsin.

Ya Zü’l-Celâli ve’l-İkrâm:
(Ey celal, büyüklük, azamet, ikram ve iyilik sahibi Allah’ım) 

..yağmur gibi yağan iyilik ve ikramlarından nasiplendirerek istifade edenlerden eyle.

Ya Muksit:
(Ey adaletten şaşmayan âdil, tüm işlerini denk, uygun, yerli yerinde yapan Allah’ım) 

..Görüş ve yönümü hak üzerine sabit kıl.

Ya Cami’:
(Ey mahlûkatı toplayan, bir araya getiren, dilediğini istediği yerde toplayan Allah’ım) 

..mahlûkatını topladığın kıyamet gününde kemalatları toplayarak sana gelmeyi nasip eyle.

Ya Ğaniy: (Ey her şeyden müstağni olan, hiç bir şeye muhtaç olmayan tek zengin) 

..fakirliğimi gidererek, zenginlik ihsan eyle.

Ya Muğni:
(Ey kullarına zenginlik veren, istediğini dilediği kadar zengin eden Allah’ım) 

..hayırlardan yoksun, müflis, nefsimi iflâstan kurtarıp zengin eyle.

Ya Mâni:
(Ey öne geçmiş fiiliyatları önleyen, bir şeyin olmasını istediği zaman mani olan Allah’ım) 

..nefsimi günah hastalığından kurtarıp şifa ihsan eyle.

Ya Dar:
(Ey zarara uğratan, elem, keder ve zarar veren şeyleri yaratan Allah’ım) 

..bize bilerek kasten hasetlik edenleri kına.

Ya Nâfi:
(Ey kullarının menfaatine uygun olan şeyleri veren, faydalı ve yararlı şeyleri yaratan Allah’ım) 

..öyle bir ruhla menfaatlendir ki, o her türlü kemalatı tahsil etsin.

Ya Nûr:
(Ey eşyayı aydınlatan ve onlara ışık veren, istediği gönüllere nur yağdıran Allah’ım) kalplerimizi nurlandır.

Ya Hâdi: (Ey sapıtmış olan kullarına yol gösteren, dilediği kullarını hidayete erdirerek sıratı müstakime yönlendiren Allah’ım) 

..kalbimi nurlandırarak hidayete erdir.

Ya Bedi’:
(Ey numune ve emsali bulunmayan, hayret verici şeyler yaratan ve icat eden Allah’ım) 

..feyz ve keremini dileriz.

Ya Bâki
: (Ey varlığında devamlı olan, fani olmayan, varlığının sonu olmayan Allah’ım.)

Ya Vâris: (Ey bütün varlığı devam ettiren servetlerin ve mülkün gerçek sahibi Alllahım) 

..beni Kur’an ilmine varis eyle.

Ya Reşîd: (Ey kullarını irşad edip kurtuluş ve hidayet yollarını onlara gösteren Allah’ım)

..irşad edip kendi yoluna ilet.

Ya Sabûr: (Ey çok sabırlı olan, günah işleyen kullarına ceza vermekte acele etmeyen, sonucu bekleyen Allah’ım)

Allah’ım; ayetlerini vesile ederek en güzel isimlerinle müracaatta bulundum.

..Allah’ın bu güzel isimlerin hakkı ve fazileti için Senden kemalat dilerim.

Allah’ım; Senden gelen rıza ile rica ve dualarımı kabul edip içinde yaşayacağım zaman dilimi içinde bana kâfi ol.

Allah’ım nefsimdeki hastalığı giderip yardım eyle. Beni hayra ulaştırıp aklıma zarar verecek şeylerden koru.

Allah’ım ana-babamı, müslüman kardeşlerimi ve bu isimlerle dua ve müracaatta bulunanlara merhamet eyle.

Ben aslen Hz. Hasan’ın soyundan olup Kadir olan Allah’ın kuluyum. Büyük soy ağacında (secere) Muhyiddin diye çağırılırım.

Allah’ım sevgili dedem Hz. Muhammed’e (a.s) âline ashabının tümüne salât ve selâmın en güzeli ve en mükemmeli ile salât (rahmet) eyle.

Amin.


7.1.14

Feyâ Rabbî, yâ Hâlıkî, yâ Mâlikî!

Seni çağırmakta hüccetim,(delilim) hâcetimdir.(ihtiyaçlarım,muhtaç oluşum) 

Sana yaptığım dualarda uddetim fâkatimdir. (yaşlandığımda gelecekte sıkıntıya düşmemek için hazırlığım) 

Vesilem, fıkdan-ı hile (hilesizliğim)ve fakrimdir. 

Hazinem aczimdir. Re’sülmâlim,(sermayem) emellerimdir. (umudum,şiddetli bir arzuyla isteyişimdir)

Şefîim,(şefaatçim) Habîbin (aleyhissalâtü vesselâm) ve rahmetindir.

Af eyle, mağfiret eyle ve merhamet eyle, yâ Allah, yâ Rahmân, yâ Rahîm!

Âmin.

Bediüzzaman

10.12.13

Ey Hâkim,Hakem,Hakîm,Kerim ve Rahim olan Rabbim!


İdrakimdeki perdeleri aç,
İz'anımdaki hicabı kaldır..
Bana güzel bir anlayış,
Doğru müstakim bir kavrayış ver..
İlmimi arttır,
Marifetimi çoğalt..
İmanımı ziyadeleştir...
Aklımı nurlandır..
Kalbimi nurlandır..




Ya Kuddüs,Ey Mutahhir..

Ruhumu arındır,
Latifelerimdeki pasları gider...

Âmîn..Âmîn..Âmîn...

8.12.13

Ey Kendisinden Şifa İsteyenlere Şifa Veren !...



“Hastalandığımda O’dur bana şifâ veren.” (Şuarâ Sûresi, 26/80)

Ya Şafî !

Zaaf-ı İman hastalığıma şifa ver..
Muvaffak olamadığım,amel-i salihadaki aczime şifa ver.. 
Aklımdaki hastalıklarıma şifa ver..
Düşüncelerimdeki hastalıklarıma şifa ver..
Kalbimdeki hastalıklarıma şifa ver..
Duygularımdaki hastalıklarıma şifa ver..
Ruhumdaki hastalıklarıma şifa ver..
Vicdanımdaki hastalıklarıma şifa ver..
Fıtratıma bulaşan hastalıklarıma şifa ver..
Kuvvelerimdeki hastalıklarıma şifa ver..
Hayallerimdeki hastalıklarıma şifa ver..
Vesvese hastalıklarıma şifa ver..
Atalet ve gayretsizlik hastalıklarıma şifa ver..
İrade ve tercih hastalıklarıma şifa ver..
Muvazenesizlik hastalıklarıma şifa ver..
İstikrarsızlık hastalıklarıma şifa ver..
Sabırsızlık,hoş görüsüzlük,tahammülsüzlük hastalıklarıma şifa ver..
Gurur,kibir,kendini beğenmek,riya meyilli hastalıklarıma şifa ver..
Kabalık,sevgisizlik hastalıklarıma şifa ver..
İhlassızlık hastalığıma şifa ver..
Manevi zayıflıklarımdan neşet eden hastalıklarıma şifa ver..
Can kafesimdeki hastalıklara şifa ver..
İhtiyaç dairemi,fakr ve hacet şubelerimi zenginleştir..
Fakirlikten,ehli dünyaya tabasbus hastalığıma şifa ver..
Sebep saplantılı hastalıklarıma şifa ver..
Beklenti hastalıklarıma şifa ver..
Şeytani desiselerden,fitne ve fesat şebekelerinden bulaşmış hastalıklarıma şifa ver..
İlimsizlik,cehalet,bilgisizlik ve şevksizlik hastalığıma şifa ver..
Hislerimdeki hastalıklarıma şifa ver..
Tarafgirlik,taassup,körü körüne yönelme hastalıklarıma şifa ver..
Günahlarımın kanserleştirdiği,hatalarımla müzmin dertlere giriftar latifelerime şifa ver..
Meyillerime şifa ver..
Sözlerime şifa ver..
Özüme şifa ver..
Himmet,hamiyet ve hizmetime şifa ver..
Sensizliğe düşme hastalığıma şifa ver..
Ömrüme,gönlüme şifa ver...

Âmîn..Âmîn..Âmîn...

Allah mü’minler topluluğunun gönüllerini ferahlandırsın, şifâ versin ve kalblerindeki ızdırabı gidersin.”  (Tevbe Sûresi, 9/14-15)


“Ey insanlar! İşte size, Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdeki dertlere bir şifa, müminlere doğru yolu gösteren bir hidâyet ve rahmet geldi.” (Yûnus Sûresi, 10/57)

“Biz Kur’ân’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz. Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.” (İsrâ Sûresi, 17/82)


“De ki: Kur’ân, iman edenler için hidayet ve şifadır.” (Fussilet Sûresi, 41/44)

Bu hastaligi gider ey insanlarin Rabbi! Sifâ ver, çünkü sifâ verici sensin. Senin verecegin sifâdan baska sifâ yoktur. Öyle sifâ ver ki hiç bir hastalik birakmasin...

Hz Muhammed A.S.M

Âmîn..Âmîn..Âmin...

18.10.13

Ey Vedûd! Ey Vedûd!

Ey yüce Arşın Sahibi! Ey kâinatı hiçten ve benzersiz bir şekilde yaratıp bin bir isminin tecellileriyle emsalsiz bir şekilde süsleyen Mübdi'! Ey varlıkları ölümünden sonra yeniden inşa edip dirilten Muîd! Ey dilediği her şeyi yapan! Arşının rükünlerini dolduran Zâtının nûru hürmetine; yarattığın bütün varlıklara hükmeden kudretin hürmetine ve her şeyi kaplayan rahmetin hürmetine istiyorum. Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Ey kendisinden yardım isteyene yardım eden! Bana yardım et. Ey güç durumda olanlara yardım eden ve ummadıkları yerlerden ihtiyaçlarını ellerine veren Muğîs! Bana yardım et!

24.8.13

Amel Defterine Yazdırılası Muhteşem,Azim Bir Dua...

Seyyid Ahmed er-Rufai Hazretlerinin Muhteşem Duası Hizbül Ferec’in tercemesi


Elif. Lâm. Mîm. O kitap (Kur’an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar) için bir yol göstericidir. Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır. (Bakara 1-5) Bir olan, ortağı olmayan Allah’tan başka ilah yoktur. Mülk onundur. Hamd onundur. O her şeye kadirdir.

Ey Allâh’ım! Ey Hayy, Ey Kayyûm olan! Ey Celâl ve İkram sahibi! Senden, yarattıklarına emanet ettiğin esrarın hürmetine istiyorum. Arşının izzeti, zatının kudsiyeti  (kudsiyetin), yüzünün nûru (nurun), İlminin tamamı, kıymetinin sonsuzluğu, kudretinin zenginliği, rahmetinin enginliği, şükrünün hakkı, İradenin gücü ve zatının azameti hürmetine istiyorum. Bütün sıfatların, bütün isimlerin, sırrının gizemi, gizeminin güzelliği ve iyiliğinin bereketi hürmetine istiyorum. Minnetinin kemâli, cömertliğinin feyzi, gazabının kahrediciliği, rahmetinin ona baskın gelişi, sözlerinin sayısı, şerefinin inayeti ve gücünün yüceliği hürmetine istiyorum. Tekliğinin eşsizliği, birliğinin tevhidi, bekanın devamlılığı, kudsiyetinin ebedîliği, rubûbiyetinin ezelîliği ve büyüklüğünün azâmeti hürmetine istiyorum. Celâlin hürmetine istiyorum Allâh’ım (cc). Cemâlin, kemâlin, ikrâmın, efâlinin yüceliği, uluhiyetinin önderliği, Azâmetin, merhametin ve minnetin hürmetine istiyorum Allah’ım. Şefkatin, lütfun, hayrın, ihsânın hürmetine istiyorum. Senin hürmetine Ya Rab! İmdâdınla, senden yardım istiyorum. Senden, her türlü gamdan, kederden, sıkıntıdan bir ferahlık; ve her türlü beladan, şiddetten, darlıktan bir kurtuluş bahşetmeni diliyorum.
                                  
Zamanlarımı seninle bayındır kıl, sırlarımı muhabbetinle aydınlat, gözümü, lütfûnun izlerini görmekle aydınlık eyle, basîretimi yakınlığının nurlarının parıltılarıyla aydınlanmış ve delil kıl. “Kâf – hâ- yâ- aynsâd” hakkı için, “Hâ- mîm- ayn- sîn- kâf” hakkı için, “Tâ-hâ” , “Tâ-sîn”, “Sâd”, “Yâ-sîn”, “Elif-lâm-râ”, “Elif-lâm-mîm, “Nûn”, “Hâ-mîm”, “Tâ-sînmîm” hakkı için. Kur’ân-i Azim’in sırrı hürmetine, Ey Alî, Ey Azîm. Ey Rahman, Ey Rahim. Ey Berr, Ey Kerîm. Ey Evvel, Ey Kadîm. 

Allâh’ım! Ey itaatime ihtiyacı olmayan ve isyanımın zarar veremediği, İhtiyacın olmayan amellerimi kabul buyur. Sana zarar veremeyen günahlarımı bağışla. Allah’ın adıyla, o bize yeter, Allah’tan başka hiçbir güç ve kudret yoktur. Allah’ın adıyla, ki yerde ve gökteki hiçbir şey ona rağmen zarar veremez. O işitendir, bilendir. “ Musa (as) içinde bir korku hissetti. ‘Korkma, sen muhakkak daha üstünsün’ dedik.” (Taha, 67–68) Ya Allâh! Ya Allâh! Ya Allâh! Allâh’a güvendim. Başarım ancak Allâh’tandır.

“Allah, O’ndan başka ilah yoktur; O, Hayydir, Kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur. İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O’na hiçbir şey gizli kalmaz.) O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.” (Bakara, 255)

Ey mülkünde faniliği ve zevali olmayan! Lütfunla yetiş bana. Zira ben zayıfım, sensin Kavî. Ben fakirim, sensin Ganî. Ben mağlubum, sensin Galib. Ben âcizim, sensin her şeye Kadîr. “Bana kâfidir Allah, Ondan başka yok ilâh. O’na güvendim, O’dur arş-ı azimin rabbi.” (Tevbe, 129) Allah bana yeter, O ne güzel dosttur.

Ey Allâh’ım! Tüm işlerimizde âkıbetimizi hayreyle, Bizi dünyanın belâsından ve âhiretin azabından kurtar. Şerri olan her kötüden, “Perçeminden tuttuğun” (Hud, 56) tüm canlıların şerrinden, zâtının celâline sığınırım Allâh’ın, kutsiyetinin cemâline sığınırım.

Ey Allâh’ım! Senden selâmet ve saâdet istiyorum. Dünya yurdunun güzel sonunu, hayırlıların dostluğunu, iyilerin sevgisini, ve cehennemden kurtuluşu istiyorum. 

Ey Allâh’ım! Uyku girmez gözlerinle koru beni, haksızlığı olmayan kuşatmanla kuşat beni. Bana olan kudretinle merhamet et bana, ki ümîdim senken ben helâk olmam. Bana lutfettiğin nice nimetlerin var ki onlara lâyıkıyla şükredemedim, beni imtihan ettiğin nice belâların var ki onlara da hakkı ile sabredemedim. Ey lâyıkıyla şükredemediğim nimetlerinden dolayı beni mahrum etmeyen, Ey hakkıyla sabredemediğim imtihanlarından dolayı beni utandırmayan, Ey hatalarımla görüp de beni rüsvây eylemeyen, Senden, İbrahim’e (as) ve İbrahim (as) ailesine salât ettiğin, bereket verdiğin ve merhamet ettiğin gibi, Muhammed’e (sav) ve Muhammed (sav) ailesine de salât eylemeni istiyorum. Şüphesiz sen hamd edilmeye lâyık ve en şerefli olansın.

Ey Allâh’ım! Dinim konusunda, dünyamda bana yardım et, ahiretime takvamla yardım et. Uzak kaldığım, bilmediğim şeylerden koru beni. Huzuruna getirdiklerimle baş başa bırakma beni.

Ey günahlardan zarar görmeyen, mağfiretin noksanlaştırmadığı, Seni noksanlaştırmayanı bana ver, sana zarar vermeyen günahlarımı bağışla.

Ey Allâh’ım! Senden yakın bir kurtuluş ve sabr-ı cemîl istiyorum. Her belâdan âfiyet, âfiyette devamlılık istiyorum. İnsanlara muhtaç olmamayı diliyorum Sen’den. Her türlü şerden selâmet diliyorum. Alî ve Azîm olan Allah’tan başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur.

Ey Allâh’ım! Ey kederleri açan, gamları gideren, darda kalmışların
davetine icabet eden, dünya ve âhiretin Rahmanı ve bu ikisinin Rahim olanı, bana merhameti Sen edersin, başkasının merhametine muhtaç bırakmayacak şekilde bana merhamet eyle.
                                  
Ey Allâh’ım! Ban dokunan her kederden bir kurtuluş ve çıkış ver bana. Ummadığım yerden beni rızıklandır. Ey ölümü geçen (ölümün yetişemediği)! Ey sesleri işiten (seslerin gizlenemediği)! Ey öldükten sonra kemikleri giydiren! Muhammed’e (sav) ve Muhammed (sav) ailesine salât eyle. İşimde bana bir ferahlık ve çıkış ver. Zira Sen bilirsin, ben bilemem. Sen Kadîr’sin ben âciz. Ve Sensin gaybları bilen. Ya Allâh! Ya Allâh! Ey Rahmân!

Ey Rahîm! Ey Tevvâb! Ey Celâl ve İkrâm sâhibi! Ey imdâd dileyenlerin kurtarıcısı!Ey darda kalanların duasına icabet eden! Yüzümü sana döndüm, pişman ve içten olarak sana güvendim, ihtiyacımı, huzurunda titreyerek, ancak sana arz ederim.

Ey Allâh’ım! Ahdimi ahdine kat. Beni salihlere ekle, celâlinle destekle.Muttakî kullarından kıl beni. Senin hürmetine Allâh’ım, yüzümü yalnız senin yönüne çevir. Kalbim ancak Sen’in kapına vurgun. Beni sevdiklerine ve dost ehline yakınlaştır, münkir düşmanlarının dostluğundan koru. Beni Marifet-i Muhammedi’nin hakikatine erdir, Sıfat-ı Mustafaviyye ile ziynetlendir. Dilimi şükrünle döndür. Nutkumu ve kalbimi zikrinle işlet. “İlyasgillere selam.” (Saffat,181) “Ya Rabbî, bu dert bana iyice dokundu. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın” (Enbiyâ, 83) “Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum.” “Bunun üzerine onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık. İşte biz müminleri böyle kurtarırız.” (Enbiyâ, 87-88)

Ey Allâh’ım! Sırrımı, âşikârımı ve başıma geleni şüphesiz Sen bilirsin. Senden başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Ey Allah, Ey Alî, Ey Azîm! Bana keder vereni benden gider. Lütfunla işimi gözet. Rahmetin ve kereminle bana yetiş. Şüphesiz sen her şeye kadirsin.

Ey Allâh’ım! Ey her şikâyetin muhatabı! Ey fısıltıyı dahi işiten! Ey her belâyı def eden! Ey her gizliyi bilen! Ey her sıkıntıyı bertaraf eden! Ey İbrahim’e (sav) imdâd eyleyen! Ey Musa’yı (sav) kurtaran! Ey İsa’yı (sav) katına yükselten ve ey Muhammed’i (sav) seçen.

Ey Allâh’ım! Peygamberlerinin efendisine, resullerinin ekremine, Habîbine, nebîne, elçine, Efendimiz Muhammed’e (sav), onun âline ve ashabına salât eyle. Duamı kabul eyle. Zira ben, en fakir hâlimle sana yalvarıyorum, güçsüzlüğümle, çaresizliğimle, hatta garîb, itik, bulunduğu halden yalnız senin kurtarabileceğini bilen darda kalmışın yakarışıyla sana yalvarıyorum. Ey Erhame’r-Rahimin, bana merhamet et. Ey meded isteyenlere çokça imdâd eyleyen, bana da imdâd eyle. Başıma gelen kederden beni kurtar. Beni kuşatan gamdan koru beni. Lutfet bana Ey Latîf! Ey Rahîm! Ey isteyenlerin istediklerine sahip olan! İsteyemeyenlerin gönüllerini bilen, imdadınla bana yetiş. Ey her isteğe, katında amade bir makam, ve mesul bir cevab olan, Ey her seslenene, katında kapsamlı ve deruni bir ilim olan, Senin vaadlerin haktır. Nimetlerin bereketli ve dâimdir. Rahmetin geniştir. Ehli olduğunu bana yaptır, Ehli olduğumu bana yaptırtma. Zîra sakınılmaya lâyık olan da Sen’sin, mağfiret sahibi olan da. “Allah, kesin olarak bildirdi ki kendisinden başka yoktur ilâh” (Âl-i İmran, 18)

Ey Allâh’ım! Kudsiyetinin nûruna sığınırım. Her türlü hastalıktan, âfetten, hayırla gelenin dışında cinnî ve insî her gelenden, affediciliğinin bereketine, celâlinin azametine sığınırım, ey Erhame’r-Rahimin.

Ey Allâh’ım! Korunmadan önce sensin korunağım, sığınmadan önce sensin sığınağım. Ey Firavun askerlerinin huzurunda boyun eğdiği! Ey zorbaların zirvelerinin önünde eğildiği! Ey göklerin ve yerin kilitleri elinde olan.

Ey Allâh’ım, zikrin benim şiarım ve kaftanım, rahmetinin gölgesinde uykum ve kararım, sanadır her vahimden firarım, sayenledir her krizden intisârım, sanadır itimadım, ve kudsiyetinin kereminedir istinâdım. Şehadet ederim ki yoktur senden başka ilâh, muhafız çadırlarına al beni, ağır gelen kederlerimden beni koru, senin hürmetine Ey Rahman! Ey Rahim!.

Vâhid ve Ehad isminle istiyorum Allâh’ım, Ferd ve Samed isminle yalvarıyorum, Azim ve Vitr isimlerini vesile ediniyorum Allâh’ım, senin kudsiyetinin nûru, kâinatın her köşesini doldurmuştur. Hatta, mâsiva korkusunun tozları, evhamımın gönlüne karışmasın, ve mâsiva umutlarının izleri, fikrimin yelkenine değmesin diye geceleyin içine düştüğüm, sabahleyin içinde kalktığım şeyden beni kurtardın. Azâbından ve ikâbından beni kurtar Allâh’ım, leyl ü nehârımda, nevm ü karârımda beni koru Allâh’ım. Zâtını tazimle, arşının mükemmelliğini yücelterek diyorum ki senden başka yoktur ilâh.

Ey Allâh’ım! Sav benden kullarının şerrini. Hıfzına, inayetine, emniyet ve sıyanet otağına al beni. Lütfuna, keremine ve ihsanına beni hissedar eyle.

Ey Allâh’ım! Hamdinle seni tesbih ederim, ismin kutsaldır senin, gücün yücedir.

Ey Allâh’ım! Ey işlerin felaketini gideren! Kederlerin güçlüğünü gideren, Ey büyük sıkıntıdan kurtaran! ve ey bir şeyin olmasını dilediğinde kendisine “kün fe yekun”un yeterli geldiği. Ey Rabb! Ey Rabbim! Günah saldırıları zayıf kulunu kuşattı. Onlara ve her türlü şiddete engel olan sensin. Senden başka ilah yoktur. Yetiş! Yetiş! Merhamet! Merhamet! İnayet! İnayet! Kulun, elçin, efendimiz Muhammed’e (sav) ve âline salât et. Tüm işlerimde bana ve müslümanlara lutfet. Allâh’ım, efendimiz Muhammed (sav) ümmetini koru! Allâh’ım, efendimiz Muhammed (sav) ümmetine merhamet eyle! Allâh’ım, efendimiz Muhammed (sav) ümmetini ıslah et! Allâh’ım, efendimiz Muhammed (sav) ümmetini kurtar!

Ey Allâh’ım! Beni, mahlukata ümit bağlayanlardan eyleme, onlara güvenenlerden eyleme, gönlümün yularını yarattıklarından birine bağlayacaksan eğer, Onu sevdiklerinden eyle, ki gayretim, sevdiğine yönelik olsun da karışsın, son damlasına kadar, Muhabbetini boşaltırcasına döktüğün o sevdiğin kuluna. Zira sen sevdiklerinin dostusun. Gönlümün gayretini, göz açıp kapayıncaya kadar bile olsa, muhabbetinin süslemediğinden ve sevginden bir damla bile vermediğinden sav. Sırrımın gözetiminden, emanet perdeleri kaldır ki yalnız sana yönelene, sana güvenene iltifat edeyim. Azmimin kararını sevket seçtiklerine, dostlarına, yakından sevdiklerine, salih kullarına, gönderilmiş elçilerine ve dostluğu ne güzel olanlara. Allâh’ım, Seni razı edecek davranışlarda sabit kıl beni, sevdiklerine yaklaştır, sevgim ve öfkem son damlasına kadar senin için olsun, düşmanlarına beni yaklaştırma. Üzerimdeki nimetini ve ihsanını sürdür. Zikrini bana unutturma. Her halde şükrünü ilham et bana. Nimetlerinin  evamının değerini ve afiyetin sürekliliğinin kadrini öğret bana.

Ey Allâh’ım! Dinim, dünyam ve ahiretim için, senden af, afiyet, bitmez afiyet istiyorum.

Ey Allâh’ım! Kalbime senin ümidini koy, gayrısının ümidini sök. Ki mâsiva ümidi taşımayayım.

Ey Allâh’ım! Kuvvetim azalıp, ümidim kesilmeden, rağbetim tükenmeden, arzuhalim ulaşmadan, ve “yakin”den önceki ve sonraki nesillerden birine verdiklerin dilime gelmeden, onu bana tahsis eyle Ey Rabbe’l - âlemin. Allâh’ım, çareler tükendi, ümit kesildi, İş bitti. Senden başka ne bir sığınak var ne de kurtuluş. Ey en zorları bile kolaylaştıran! Ey demirin sertliğini dahi yumuşatan! Ey va’d ve vaid işlerini gerçekleştiren! Ey her gün yeni bir halde ve işte olan! Beni darlık ve sıkıntı girdaplarından, en geniş kurtuluşa, en aydın yola çıkar. Gücümün yettiğini de yetmediğini de sana havale ediyorum. Âlî ve Azîm Allah’tan başka güç ve kuvvet yoktur. Allâh’ım! Senden af istiyorum. Sana dönüyorum. Her işte sana güveniyorum. Bildiğim günahtan dolayı af istiyorum. Bilmediğim günahtan dolayı senden af istiyorum. Zîra sen bilirsin ben bilemem. Sen ki gaybları bilensin, günahları affedensin, Ayıbları örtensin, sıkıntıları giderensin, ve sanadır dönüş. Allâh’ım! Senin verdiğin afiyetle bedenimin işlediği her günahtan bağışlanma diliyorum. Fazlınla gücümün ulaştığı, rızkının yağdırmasıyla elimin uzandığı her günahtan bağışlanma diliyorum. Korktuğumda, tedbirine inanarak, hilmine, affının keremine güvenerek işlediğim her günahtan bağışlanma diliyorum.

Allah’ım, tüm günahlarım için senden af diliyorum. Bu günahlar yüzünden emanetime ihanet ettim, kendimi alçalttım, ihmal ettim. Duygularımı öne çıkardım, şehvetlerimin peşinden gittim, başkaları için çalıştım, bana uyanları da yanlış yola saptırdım. Bu günahlar yüzünden yüce yaratılışıma rağmen mağlup oldum. Başka dostlukları senin dostluğuna değiştim de yaptığım amellerimden dolayı beni huzuruna kabul etmedin. Çünkü sen ey kusurlardan uzak olan, İsyan etmemi istemedin. Fakat senin ilmin benim tercihlerimin, amelimin ve irademin önündedir. Sen benim için bir kader çizdin, fakat beni zorlamadın, bana en ufak haksızlık yapmadın, hükmünü benim tercihimi gözeterek uyguladın. Ey tüm merhametlilerden daha merhametli olan Allah’ım! Senden af ve mağfiret diliyorum. Ey zor anımda sahibim! Ey yalnızlığımda yoldaşım! Ey sahipsiz ve kimsesiz olduğumda beni koruyup kollayan! Ey nimette olduğumda benim velinimetim! Ey sıkıntımı gideren! Ey dualarımı işiten! Ey gözyaşlarıma acıyan! Ey günahlarımı, hatalarımı affeden! Ey benim gerçek ilahım! Ey benim sağlam dayanağım! Ey benim ayrılmaz yakınım! Ey benim şefkatli sahibim! Ey Beyt-i Atik’in (Kâbe) rabbi olan Allah’ım! Beni, en kısa zamanda, dar boğazların çemberinden, katından yakın ve sağlam bir kurtuluşla, yolların genişliklerine çıkar ya Rab!

Ey Allah’ım! Bütün endişe ve kederimi gider. Beni tüm üzüntülerden ve sıkıntılardan kurtar. Ey endişeleri gideren! Ey tasaları yok eden! Ey yağmuru yağdıran! Ey dara düşenin duasına icabet eden! Ey dünya ve ahiretin Rahmân ve Rahîmi olan Allah’ım! Mahlûkatın en hayırlısı sâf, pâk, temiz ve ümmî peygamber Hz. Muhammed’e ve onun yine pak, temiz ailesine sâlât ve selâm eyle. Allah’ım! İçime sıkıntı veren şeyi kaldır. Çünkü sabrım tükendi, çarem azaldı, gücüm zayıfladı. Ey her türlü zarar ziyanı! musibet ve hüznü ortadan kaldıran! Ey tüm sırları ve gizli halleri bilen! Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah’ım! “İşlerimi sana ısmarlıyorum. Çünkü Allah kullarını görendir.” (Mümin, 44) “Başarım yalnız Allah’tandır. Ben de ona tevekkül ettim.” (Hûd, 88) “Çünkü o büyük arşın sahibidir.” (Tevbe, 129) Allah’ın izzetinin şerefiyle korundum. Azametinin büyüklüğüyle, ulvîliğinin yüceliğiyle, kudretinin iktidarıyla, saltanatının gücüyle, ve Lâ İlâhe illallâh ile korundum. Allahın katında hükmü yazan kalem ile Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (güç ve kuvvet yalnız Allaha aittir) ile kendimi muhafaza altına aldım. Allah’a iman ettim. O bana yeter.

Ey Allah’ım! Ey gözlerin göremediği! Ey şüphelerin karıştıramadığı! Ey kimsenin anlatamadığı! Ey olayların değiştiremediği! Ey felaketlerin korkutamadığı! Ey dağların ağırlığını, denizlerin miktarını, yağmur damlalarının, ağaç yapraklarının, gecenin örttüklerinin, gündüzün aydınlattıklarının, sayısını bilen Allah’ım! Ey göklerin kendisinden bir şey gizleyemediği! Ey yeryüzünün kendisinden bir şey saklayamadığı! Ey her denizin dibini, her dağın ulaşılmaz zirvesini bilen Allah’ım! Ömrümün sonlarını en hayırlı zamanlarım, en son yaptıklarımı en hayırlı amelim, sana kavuştuğum günü en hayırlı günüm eyle. Ey güç ve kuvvet sadece kendisine ait olan yüce ve büyük olan Allah’ım! Duamı kabul eyle. Allah’ım! Bana ateş atanın ateşini söndür. Bana kederini bulaştırmak isteyenin kederinden beni uzak eyle. Beni sağlam zırhına büründür. Beni yeterli örtülerinle ört. Allah’ım! Kim bana düşmanlık ederse sen ona mani ol. Kim beni oyuna getirirse sen oyununu boşa çıkar. Kim bana zorbalık yaparsa sen onun hakkından gel. Kim beni yok etmek için bir tuzak kurarsa sen onun tuzağını yok eyle. Allah’ım! Kim hakkımda kötülük düşünürse kötülüğünü aleyhine çevir. Allah’ım! Boğazını tuzağına, tuzağını boğazına geçir ki ölümü kendi eliyle olsun. Senin himayene tutundum, senin mukaddes gücüne sığındım Allah’ım! Ey nimetleri yağdıran! Ey intikam duygularına karşı koruyan! Ey ortaya çıkardıktan sonra üzüntü ve tasaları gideren! Ey mazlumların sahibi! Ey zalimlerin hesabını gören! Ey başlangıcı olmayan Evvel! Ey nihayeti olmayan Âhir! Ey isminden başka unvana ihtiyaç duymayan! Bu işimde bana bir rahatlık, kaygılarımın derin çukurundan beni kurtaracak bir çıkış yolu nasip eyle. Ya Latif! Ya Latif! Ya Latif! Gizli lütfundan bana lütfet. Yüce desteğinle ve makamını bilemediği halde arşı kaplayan kudretinle bana yardım et. Ey sebepleri yaratan! Ey tüm kapıları açan! Ey bütün sesleri işiten! Ey tüm dualara karşılık veren! Ey bütün ihtiyaçları gideren! Ey yardım isteyenlere imdad eyleyen Allah’ım! senden bir çıkış yolu bekliyor, senin lütfunu gözetiyorum. Hazreti Muhammed’e ve onun ailesine rahmet eyle, beni kurtar, bana lütfet. Bir an olsun beni bana bırakma. Beni yarattığın her hangi birine de muhtaç etme Allah’ım! Ey göklerde ve yerde kudret sahibi! senden başka ilah yok. Hikmet sahibi (Hakim)! ikram sahibi olan (Kerim)! Allah’tan başka ilah yoktur. Sonsuz rahmet sahibi olan (Rahman ve Rahim) Allah’tan başka ilah yoktur. Göklerin, yerin ve büyük arşın rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur. Allah’ım gizli açık, dünyevi ve uhrevi tüm ihtiyaçlarımı sana arz ettim. Kulun senin kapına geldi. Miskinin senin kapına geldi. Fakirin senin kapına geldi Ya Rab!

Ey keyfiyetini yalnız kendisinin bildiği! Ey kudretine başkasının erişemediği! Ey gizli olmayan aşikâr! Ey uzak olmayan yakın! Ey mağlup olmayan galip! Ey hayatın kaynağı! Ey her şeyin mutlak hâkimi! Senin güç ve kuvvetinden yardım istiyorum. Ey en merhametlilerden daha merhametli olan! Bana merhamet eyle. Ey yedi kat göklerin ve onların gölgelediklerinin! Ey yerlerin ve onların üstündekilerinin, tüm şeytanların ve saptırdıklarının Rabbi olan Allah’ım! Tüm yaratılmış olanların kötülüklerine karşı benim yanımda ol ki hiç biri beni alt etmesin ve bana taşkınlık yapmasın. Ey yakınlığı izzet veren ve övgüsü yücelten! Senden başka ilah yok. Yalnız sen varsın Allah’ım!

Ey Allah’ım, Hazreti Hüseyin’in, kardeşinin, dedesinin, babasının, annesinin ve oğullarının hürmetine beni ve tüm müslümanları içinde bulunduğumuz sıkıntılı durumdan kurtar

Allah’ım! Allah’ım! Senin kulun ve peygamberine, her an ve her yerdesalât ve selâm eyle.

Hz. Muhammed (sav)’e, mukaddes sırların okyanusu,
gizemli işaretlerin tılsımı,
gayb ilimlerinin kabında saklı olan,
varlık âlemleri henüz ortaya çıkmadan kara bulutlarla dolu gökyüzünü kaplayan ilk şimşek, henüz varlık örtüsü insan türüyle yarılmamışken o mukaddes burçlarda parlayan ilk yıldız, lütuf âleminde karanlık ve aydınlık (varlık ve yokluk) arasında sallanan canlar canı,
o ulu varlıktan çıkıp bu ümmetin kalplerine doğan büyük hidayet güneşi, Hz. Muhammed (sav)’e salât ve selâm eyle.
Dalga dalga meded ummanı,
ilm-i ilahinin geçit ve ovalardaki keskin sembolü,
ruhani hırkasının (hilat-i risalet) eteğinde şaşırtıcı mucizeler saklı olan Allah’ın en büyük mucizesi,
gayelerin gayesi olan amaca yükselten merdivenlerin ilki bizim efendimiz,
Allah yolunda olan herkesin efendisi, fazilet, cömertlik, yardım severliğin ve mutluluğun kaynağı,
Hz. Muhammed (sav)’e salât ve selâm eyle.
En yüce sevgili,
dalgalı deniz,
tılsımlı hazine,
en doğru yol,
en kuvvetli nur,
en parlak ay,
en sağlam delil,
en güçlü,
en keskin kılıç,
gaybî ilmin taşıyıcısı,
ezeli yardımın çığlığı,
ondan başka tüm kapıların hala kapalı olduğu Allahın kapısı,
yolunun nurunun parlaklığı peçelemediği müddetçe hâlâ reddolunmayan makbul yüz,
Hz. Muhammed (sav)’e salât ve selâm eyle.
Sarılanın kurtulduğu,
emin ve salim olduğu Allahın ipi,
Allah’a ulaşmak için ondan girenin kabul ve merhamet edildiği kurtuluş kapısı,
efendilerin efendisi,
tüm varlığın sebebi olan,
efendimiz,
peygamberimiz Muhammed aleyhisselama,
onun ailesine, ashabına, onun ardınca gidenlere, onun tarafında olanlara, onun yolunu tutanlara, onun denizinden kananlara salât eyle selam eyle Allah’ım.
Onun hatırına bize yardım eyle.
Onun yakınlığı ile bizi ödüllendir.
Onun milleti (dini) ve sünneti üzere bizi yaşat ve bizim canımızı al.

Bizim ve tüm müslümanların sonunu hayreyle. Bizi, anne babamızı, evlatlarımızı, ecdadımızı, tüm müslüman erkek ve hanımları, tüm mümin erkek ve hanımları bağışla ya Rabbi. Allahın selamı tüm peygamberlerin üzerine olsun. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.


Milyonlarca Âmin...