19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / ET-TEVVÂB

ET-TEVVÂB

ANLAMI: Kusurlarından, günahlarından nedamet edip, tövbe edenlerin tövbesini kabul edici, kendine rücu ve yöneliş yolunu kolaylaştırıcı, çeşitli nimetler ile karşılayıcı demektir.

“Ancak, tövbe edip hareketlerini düzeltenler ve hakikati gizlemeyip açıklayanlar(agelince); artık Ben onların tövbelerini kabul ederim. Ben, Tevvâb ve Rahîm’im.” (Bakara Sûresi, 2/160)

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

İnsanın tüm hayatınca karşılayan, onun kusurlu yolculuğunda yanında olan, ona dönüş yollarını kolaylaştıran ve bu karşılayış ve dönüş kabulünü merhametiyle, şefkatiyle yapan O’dur. İşte insan mahiyetindeki eksiklikler, fena temayüller sonucu hacaletli yüzünü döneceği, onu her haliyle kabul eden O’dur…

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

TÖVBE yapılan fena fiilden geri dönmek anlamına gelmektedir. İnsan bu dönüş ve yönelişle fıtratında ki masumiyete teveccüh eder..o vaziyetten önceki halini tahattur eder..o asli hüviyete kavuşmak ister. Allah’ın C.C bu fiilin karşılığında takdir ettiği ceza ve gadabını, kulun pişmanlıkla yaptığı tövbesi, Tevvâb ismi ile karşılattırır. Ceza affa, gadap şefkate mağfirete döner… Ve unutmamalı ki; tövbe etmek nasip olmuş ise, bu merhametli bu yönlendiriş kabulün sebebi addedilmiştir………… Sonra da ona (o kişiye) günâhını ve takvâsını (neyin isyan, neyin itâat olduğunu bildirerek) ilhâm edene (yemîn olsun)! Şems/8

Ve Allah (c.c) TEVVÂB ismi ile; İbadını günahlarından temizlenmeye, rücuya davet edendir bağışlayandır. Tertemiz kılandır. Yeniden başlamanın tek mercii, yol ayrımı, dönüş noktası O’dur…

…………………..

"Allah'ü Teâlâ, gündüz günah işleyip, gece tevbe edenin tevbesini kabul etmekle ve gece günah işleyip, gündüz tevbe edenin tevbesini kabul etmekle kerem sahibidir. Güneş batıdan doğuncaya kadar böyledir." Hz.Muhammed A.S.M

"Gündüzün her iki tarafında (öğle ve ikindi) ve gecenin saçaklarında (akşam, yatsı ve sabahda) namaz kıl! Muhakkak ki, iyilik kötülükleri giderir. Bu ise, düşünebilenlere bir öğüttür." Hûd sûresi / 114

" Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret isteyin, sonra O'na tevbe edin ki, üzerinize gökten bol bol bereket indirsin ve sizi kuvvetinize kuvvet katarak çoğaltsın. Gelin günahkâr olarak dönüp gitmeyin." Hûd sûresi /52

" Ey mü'minler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz." Nûr sûresi /31

" Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün." Tahrim sûresi / 8

" Ancak Allah'ın kabul etmesini vaad buyurduğu tevbe, o kimseler içindir ki, bilmeyerek günah işleyip hemen tevbe edenlerin tevbesidir.İşte Allah bunların tevbelerini kabul eder. Allah alîmdir hakîmdir. (Her şeyi bilendir, hikmet sahibidir)." Nisâ sûresi / 17

Bakara sûresi (2), 160: "Ancak tevbe edip halini düzelterek gizlediği gerçeği söyleyenler başka. İşte onları ben bağışlarım. Ben tevbeleri çokça kabul ederim, çok merhamet ediciyim."

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Öncelikle insan tövbe etmeyi kendinde sürekli kılmalıdır. Tövbe şuuruna erildiğinde insanı fenalıklardan koruyan bir kalkandır. Kusurlarını küçük görmek bir aldanıştır. Çünkü ;………….. "Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor."….Lem’alar

"Vallahi ben Allah'a günde yetmiş defadan çok istiğfar ediyorum." Hz.Muhammed A.S.M

“ Bir başka hadis-i şerifte, Hz. Peygamberin (asm) günde yüz defa istiğfar ettiği belirtilir..” (Müslim)

" Peygamberden daha çok istiğfar edeni görmedim." Ebu Hureyre (ra)

………..Ey insan! Senin elinde gayet zayıf, fakat seyyiâtta ve tahribâtta eli gayet uzun ve hasenâtta eli gayet kısa cüz-i ihtiyârî nâmında bir irâden var. O irâdenin bir eline duâyı ver ki, silsile-i hasenâtın bir meyvesi olan Cennete eli yetişsin ve bir çiçeği olan saadet-i ebediyeye eli uzansın. Diğer eline istiğfarı ver ki, onun eli seyyiâttan kısalsın ve o şecere-i mel’unenin bir meyvesi olan zakkum-u Cehenneme yetişmesin.

Demek, duâ ve tevekkül meyelân-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi, istiğfar ve tevbe dahi meyelân-ı şerri keser, tecavüzâtını kırar…………Yirmi Altıncı Söz

Şûra sûresi (42), 25: "Kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri affeden ve sizin yaptıklarınızı bilen O'dur."

Bakara sûresi (2), 222: "...Şüphesiz ki Allah çok tövbe edenleri de sever, çok temizlenenleri de sever."

"Bütün insanlar hatalıdır; hatalı insanların Allah (cc) katında en makbul olanları tevbe edenleridir." Hz.Muhammed A.S.M

………………Ve insanın günahtan içtinap etmesi,tövbeden elini gevşetmemesi,başkaları içinde engel olmaya çalışması ve kendine karşı yapılan haksızlıkları da  bağışlayıcı affedici olması bu isimden ahlak noktasında  istifadeli olduğunu gösterir…

.