19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EŞ-ŞEHÎD

 EŞ-ŞEHÎD

ANLAMI: Hiçbir şey kendisine gizli olmayıp, idrak ve müşahede sahipleri tarafından bilinen ve bilinmeyen her şeye şâhit olan, her zaman ve her yerde, her mekân ve zamanda hâzır ve nâzır olan anlamına gelmektedir. Ve o günü geldiğinde, şuur ve teklif sahibi olan tüm mahlûkatının şahit olduğu hallerini kendilerine haber verecektir.

"De ki: “Benimle aranızda Şehîd (şahid) olarak Allah yeter; şüphesiz O, Habîr’dir, Basîr’dir.” (İsrâ Sûresi, 17/96)

"Allah, Kendisi ile melekler ve adâlet (ve hakkı) gözeten ilim sahipleri O'ndan başka ilâh olmadığına şâhiddir. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O Azîz'dir, (mutlak galiptir) Hakîm'dir (Her işi yerli yerince olandır.)"..(Âl-i İmrân sûresi 3/18)

Bununla birlikte;

Allah yolunda ve geniş anlamıyla, huzuren, kalben, manen Allah CC ile beraber olan ve o yolda ölenler de bu isimle anılmaktadır. Hazırlama ve huzur anlamına da gelen şehadeti bu vasfı değerlendirdiğimizde, onlar Allah’a C.C, O’nun istediği gibi şahit, Allah C.C  ve melekleri de onların razı olunmuş hallerine şahittir. Bu nedenle bu sıfatla isimlendirilmişlerdir..diyebiliriz……

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

İnsan herşeyi ile bu emsalsiz şehadetin altındadır. Tüm fiilleri, zahir ve batın halleri O’nun müşahedesi altındadır. Dolayısıyla insan mutmain olmuş kalbi ile bu nazarı şahane altında bulunmak şuuru ile huzur halindedir. Nefsini kontrol altında tutup, edebi hayat dairesinde ömrünü hoşnutlukla geçirir.

Ve bu ismin onun müşahedesine taalluk etmesi ile Allah’ın C.C icraat, sanat ve eserlerine şahit olur. Terakki etmesiyle ise, eşyanın evvel ahir, zahir batın keyfiyetine vukufiyet kesbeder.

"Eğer Allah'ı buldunsa,

Bütün eşya senindir, gör.".

"Eğer Mâlik-i Mülke memlûk isen,

Onun mülkü senindir, gör."……………….Sözler

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

“Allah (c.c) şüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir.” (Nisa 1)

“Şüphesiz Allah (c.c) her şeye şahittir” (Mücadele 6)

El hasıl; Allah C.C kendi kendine şahittir. Allah’ın CC melekleri, peygamberleri, Salih kulları, neşrettiği hakikatleri, Ulûhiyet ve Rububiyetine, isim ve sıfatlarına delil olan tüm eşya O’na şahittir.

Ve Allah CC de var ettiği her şeye şahittir .. Her zaman ve mekânda hâzır ve nâzırdır..Hiç bir şey ondan gizlenip, perdelenemez.

………………Ve keza, herşeyin bâtını zahirinden daha lâtif, daha şeffaftır. Bu ise, Sâniin o şeyden hariç ve baîd olmamasına delâlet eder. O şeyin sair eşyayla nizam ve muvazenesinin Sânii tarafından temin edildiği cihetle de, Sâniin o şeyde dahil olmamasını iktiza eder. Öyleyse, bir masnûun zatına bakılırsa, Sâniin ilim ve hikmeti görünür. Gayrısıyla birlikte bakılırsa, Sâniin fevkalküll bir sem’ ve basara mâlik olduğu görünür. Bu hakikatten anlaşıldı ki, Sâni-i Âlem, âlemde dahil olmadığı gibi, âlemden hariç de değildir. İlmi ve kudretiyle herşeyin içinde olduğu gibi, herşeyin fevkindedir. Birşeyi gördüğü gibi, bütün eşyayı da beraber görür….Mesnevî-i Nuriye

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Evet, Allah’ın şehadeti altında olmanın imandaki yakiniyle, insan kendini murakabe altında tutar. Âlemine gereksiz şeylerin girmesine yol açmaz. O’nun üzerindeki ihsanını rencide etmeyecek bir dikkate haiz olur. Kalbindeki dua ve istiaze kapısı daima aralıktır. O Allah’ı C.C görmese de Allah C.C onu görmektedir.. Bilir…..

Bununla birlikte Allah’a olan şehadetini ve onunla olan münasebetini gösteren mü’min vasıfları üzerinde görünür..



Bu tecelliden elde ettiği güzel ahlâk ile ,yalandan gıybetten, kardeşlerine karşı kin ve hased duygularından, kusur aramaktan,hakaretten,kibir ve adavetten ..el hasıl Allah’ın kulunda görmek istemediği nehyettiği şeylerden uzak durur…..Hep O’nun rızası, isteği ve rızası olan şeylere şahit olur ve  şehadet eder…


.