19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL-LATÎF

 EL-LATÎF

ANLAMI: Sonsuz lütuf ve kerem sahibi, her şeyi en ince teferruatına kadar bilen ve tüm detay ve de derinliğine nüfuz eden, mahlûkatının ihtiyaçlarını en ufak noktasına kadar gözeten ve yumuşaklıkla letafetle karşılayıp muamele eden, Kullarına umulmadık yollar ile faydalar, nimetler ulaştıran anlamına gelmektedir.

 "Görmedin mi Allah'ın gökten indirdiği su ile yeryüzü (nasıl) yem-yeşil oluyor? Gerçekten Allah çok lütufkârdır, her şeyden haberdardır. el-Latîf'tir O!" Hacc sûresi (22), 63


BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

Öncelikle kul bu ismin lütfuna tüm varlığı mahzardır. İhtiyaçlarının bilinmesi, gözetilmesi ve verilmesi gibi hususlarla bu ismin tecellisinden tümüyle istifade eder. Hacetleri ve kalbindeki en gizli hatıratı Latif olan Allah’ın nazarı altındadır. Dolayısıyla Lâtif ismi Habir esması ile tüm mahlûkatının durum ve ihtiyaçlarını kuşatmıştır.

Bu esma iki mana ile ele alınabilir. Bir manası ile ifade edildiği gibi yarattıklarının her şeyine ıttıla-ı ve ihatası vardır. Zahir batın, gizli açık her şey nazarı altındadır.

Diğer anlamı ise ;Bediüzzaman’ın ifadesi ile ”.. lütuf lâtiften zuhur eder..”manasına gelen yönüdür. Burada esas olan ise lütf-u hakikiye mazhar olacak bir mahiyette olmaktır. Bu nedenle azami istifade razı olunmuşluk ve yakınlık ve dostluk ile çok ilgilidir. Acz, fakr edep, tevekkül, şükür gibi seciyeye sahip bir insan bu isimden her iki hayatını da bağlayan daimi tecellisi şekliyle kemal noktasında istifade eder.

Bununla birlikte kulun bu isimle bir diğer irtibatı kendinden zuhurudur. Ve bu tecelli ile eşyanın hakikati ile ilgili muhteviyata vakıf olur.

El Hâsıl; Latif isminin tecellisi kul için mutlak hayırdır…

…..Evet, “Hayr-ı mutlaktan hayır gelir, Cemîl-i Mutlaktan güzellik gelir, Hakîm-i Mutlaktan abes bir şey gelmez...

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

"Rabbınız Allah (c.c) işte budur. Ondan başka tanrı yoktur. O her şeyin yaratıcısıdır. Ona kulluk edin. O her şeye vekîldir. Gözler onu görmez. O gözleri görür. O latîf, her şeyi haber alandır." (En'am 6/(102-) 103)

"Allah (c.c) kullarına lütfukârdır, dilediğini rızıklandırır. O kuvvetlidir, galiptir." (Şurâ 42/19)

"Görmedin mi Allah (c.c) gökten bir su indirdi de yer yeşeriyor. Doğrusu Allah (c.c) lâtîftir, habîrdir." (Hacc 22/63

"Sözünüzü ister gizleyin, ister onu açığa vurun, çünkü o göğüslerin özünü bilir. Yaratan bilmez mi ? O latîftir, habîrdir." (Mülk 67/13-14)

Özetle ifade etmek gerekirse tüm ihsan ve gınada, kulu ve mevcudatından haberdar olma ve onları gözetme ve de ihtiyaçlarını lütfetme de latif isminin iktizası esastır. Ve Allah’ın kullarına teveccühünde görünen her ihsan, taleplerinin karşılanması, maddi ve manevi ihtiyaçlarının verilmesi, derdinin dinlenmesi, nazının çekilmesi Latîf isminin hakikatlerindendir.

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Öncelikle, İnsan kendinde ve ebna-yı cinsinde ve sair mahlûkat ve mevcudatta Allah’ın lütfu ile ilgili marifete sahip olması, bu esmanın onun istidadına nüfuzunu temin eder ve böylelikle gerçek letafete ulaşır…

İkinci olarak, Allah’ın latif esmasının tecellisi altında her haline muttali olunduğunu, hiçbir durumun gizli kalmadığını bilerek dikkatli olunarak yaşanması bu isimden iman ve yakin olarak istifade edildiğini gösterir.

Söz edilen iki mananın tesis edildiği bir mahiyet-i insaniye ,kendi aynasında mahzar olduğu lütfun tezahürü ile yaşar ve bunu efalinde hissettirir.. Taassub ve baskıdan uzak olarak mutlak faydalılık ilkesi ile çalışır. Sevgi saygı, merhamet ve hoşgörü ile Kavl-i Leyyin bir usluba sahip olup kimseyi incitmez bir davranış ruhu kazanır. Haddi aşan şımarık durumlara girmez. Kendisine lütfedilen bu ahlaki yapıyı tevazu ile muhafaza eder. İhsan edilen her şeyin Allah’ın fazlından olduğu idraki ile nimet-i ilahiye-ye ihtiram gösterir. Rabbinin rızasını ve hoşnutluğunu isteyen şuurlu hayırhah bir insan olur…Böyle Ahlâk sahiplerine de diğer insanların kalpleri teveccüh eder.Biiznillah,kaviyyen muhtemel ( kendi konumunu  bozmazsa) eşyanın hakikati kendine  ihsan olunur.


.