19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL-KERÎM

EL-KERÎM

ANLAMI: Keremi ve lütfu bol olan, yardımı ve ikramı sonsuz, hiçbir karşılık beklemeden veren, hadsiz cömert, faziletiyle, inayetiyle ihsan eden anlamında gelmektedir.

“...Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Ğani‘dir (hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır), Kerîm’dir.” (Neml, 27/40)

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

Rabbimizin Kerim sıfatı da tüm sıfatları gibi hayatı ihata etmiştir. Ve o kadar geniştir ki tüm mevcudat,ancak bu ismin tecellisi ile varlıklarını idame ettirebilirler. Bu geniş konuyla olan bağımızı,konun genişliği münasebetiyle, yine Risale-i Nur’a havale edip, bazı atıflarla değineceğiz.
 ...................
… "Kimin merhametiyle böyle hakîmâne idare olunuyorum? Kimin keremiyle böyle müşfikane terbiye olunuyorum? Nasıl birisinin lütuflarıyla böyle nazeninâne besleniyorum ve idare ediliyorum?" bilmektir; ve binden ancak birisine eli yetişemediği hâcâtına dair Kâdıu'l-Hâcâta lisan-ı acz ve fakr ile yalvarmaktır ve istemek ve dua etmektir. Yani, aczin ve fakrın cenahlarıyla makam-ı âlâ-yı ubudiyete uçmaktır."….

…………"İşte, insan, Cenâb-ı Hakkın böyle antika bir san'atıdır. Ve en nazik ve nazenin bir mucize-i kudretidir ki, insanı bütün esmâsının cilvesine mazhar ve nakışlarına medar ve kâinata bir misal-i musaggar suretinde yaratmıştır."…………

….."Eğer nur-u iman, içine girse, üstündeki bütün mânidar nakışlar, o ışıkla okunur. O mü'min, şuurla okur ve o intisapla okutur. Yani, 'Sâni-i Zülcelâlin masnuuyum, mahlûkuyum, rahmet ve keremine mazharım.” gibi mânâlarla, insandaki san'at-ı Rabbâniye tezahür eder………..gibi derslerimiz bu isimle olan irtibatımızı,mahlukatın münasebetini anlatmakta,bize nasıl karşılık vereceğimizi öğretmekte,fikri ve tefekküri yapımıza lazım olan düşünce tarzını vermekte ve de iman nazarırı talim edip,tesis etmektedir....
Evet,
Bununla birlikte, insanın ahlaki değerlere sahip olması, menfi şeylerden uzak durması bu ismin insan mahiyetindeki kerem tecellilerindendir.
  
BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

Bâb-ı Kerem ve Rahmettir ki, Kerîm ve Rahîm isminin cilvesidir.

Hiç mümkün müdür ki, gösterdiği âsâr ile nihayetsiz bir kerem ve nihayetsiz bir rahmet ve nihayetsiz bir izzet ve nihayetsiz bir gayret sahibi olan şu âlemin Rabbi, kerem ve rahmetine lâyık mükâfat, izzet ve gayretine şayeste mücazatta bulunmasın?

Evet, şu dünya gidişatına bakılsa görülüyor ki, en âciz, en zayıftan tut, …..ta en kavîye kadar her canlıya lâyık bir rızık veriliyor. En zayıf, en âcize en iyi rızık veriliyor. Her dertliye ummadığı yerden derman yetiştiriliyor. Öyle ulvî bir keremle ziyafetler, ikramlar olunuyor ki, nihayetsiz bir kerem eli, içinde işlediğini bedaheten gösteriyor…Onuncu Söz İkinci Hakikat okunması tavsiye edilir…

………..

Ayrıca Kerim sıfatı isteyen kullarına karşılıksız veren anlamıyla tümüyle ihsan lütuf hakikatlerini kendinde toplamıştır. Rahmeti içindeki hakikatiyle tüm dilsiz ibadı olan hayvanata da ihsan eden Onun keremidir mutlak hayrın sahibidir. Allah keremi ile her şeye kafi geldiğinden kullarının onun huzurundan başka şeylere teveccüh etmesinden, beklentiye girmesinden memnun olmaz.

Bununla birlikte hulasa olarak şunları da söyleyebiliriz:

O'nun ihsan ve keremi ve bu hakikatin yarattıkları üzerinde işleyişiyle övülmüştür ve sürekli övgüye layıktır. Ve o bu sıfatından insanı da hissedar ederek, muhatap kabul etmiş, hilafet vermiş ve onu fıtraten mükerrem yaratmıştır.

….İnsan fıtraten mükerrem  (Hürmet ve tâzim edilen. İkram olunmuş. Muhterem. Kerim olan.) olduğundan, hakkı arıyor………….Mektubat.
  
BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Özetle; Kulun Allah’ın razı olduğu güzellikleri üzerinde toplaması, faydasız malayani şeylerden uzak durması bu ismin tecellisine kulca mazhar olduğunu gösterir. O insandan tezahür noktasında ise şunları söyleyebiliriz:

O Kul Allah’ın Kerim-i Mutlak olduğunu bilir. Allah’ın C.C keremine ümidi tam olur ve olumsuz bir şeyde hayal kırıklığına düşmez. Daimi şükür sahibi olur. Üzerindeki ve imanına vaad edilen nimetleri tahattur ederek hamdini ziyadeleştirir.

Yaşadığı toplum içinde kendisine, sözüyle, özüyle, işiyle güvenilirdir. Yaptığı iyiliklerde, ikramlarda minnet edip başa kakmaz. Kendini helak edecek böbürlenmeden kaçar.

İkram etmek onda mazhariyeti itibariyle asli fıtratında olan bir şeydir. Herkes için ikram edeceği bir şeyi vardır. Tebessümden, ilme, ilimden sadakaya, zekâta, infak ve isar’a kadar… Ve Onlar bunu asla bir karşılık beklemeden yaparlar. Çünkü maddi ve manevi karşılık beklemek suretiyle iyilikte bulunan insanlar kerim sıfatı ile anılamazlar. Allah’ın rızasını düşünmeyip, bu tür karşılık beklentisi ile çıkar temin etmeye çalışan insanlar bu ismin tecelli ve ikramından mahrum kalmış değersiz insanlardır.

“Cömert, Allah’a yakın, Cennete yakın, insanlara yakın, Cehennemden uzaktır.” Hz.Muhammed A.S.M

Rabbimiz cümlemizi razı olacağı şekliyle bu isme hem nefsi, hem de nefsimizden tezahürü noktasında mazhar etsin ..Âmîn


.