19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL-HAKÎM

EL-HAKÎM

ANLAMI: İlmi, iradesi, kudreti, takdiri ile vücuda getirdiği herşeyi mutlak maslahat üzerine yaratır. Bütün işleri yerli yerindedir. Tüm eşyanın hakikatine hâkimdir. Aczden Müberra, kat-i hikmet sahibidir.

“...En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Azîz’dir, Hakîm’dir.” (Haşr Sûresi, 59/24)

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

Öncelikle bu ismin tasarrufunda ve bu hikmet kaleminin işlediği özelliklere mazhar olmak aidiyet noktasında insana ebediyen kâfi bir şereftir.

Bununla birlikte Hakîm isminden, eşyanın hakikatine nüfuz ile marifetullah noktasında ziyade istifade etmek yaratılış gayemizin aklımızdan istediği en önemli şeydir. ……. Resâili’n-Nur baştan başa ism-i Hakîm ve Rahîmin mazharı olduğundan ..................Şualar…. Dersleri tefekkür noktasında bu ismin mahiyeti ile ilgili bire bir münasebattadır. Bu meyanda, Şümullü esasatı ona havale ile Risale-i Nur penceresinden 1-2 atıfla iktifa edeceğiz.

…” insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi: Hâlik-ı kâinatı tanımak ve Ona iman edip ibadet etmektir ve o insanın vazife-i fıtratı ve fariza-i zimmeti marifetullah ve iman-ı billah'dır ve iz'an ve yakîn ile vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir… Şualar "

.. "Zira insanın nefsi, Rahmâniyetin cilveleriyle, kalbi de Rahîmiyetin tecelliyatıyla nimetlendikleri gibi, insanın aklı da hakîmiyetin letaifiyle zevk alır, telezzüz eder."Lem’alar

Ayrıca hususi bir taalluk olarak şunu söyleyebiliriz; İnsanın hayatının yerli yerindeliği, letaifinde tenasüp, işlerindeki denge, kulun bu isimden, aklı, bilgisi, iradesi, idraki ve ahlâkı üzerinde istifade ettiğini gösterir.

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

Geniş manası Risale-i Nur derslerine atfen 1-2 husus:

“Sâni-i Hakîm, insanın eline emânet olarak, rubûbiyetinin sıfât ve şuûnâtının hakikatlerini gösterecek, tanıttıracak işârât ve nümuneleri câmi bir ene vermiştir………………”

“……………..İşte, Cenâb- ı Hakkın ilim ve kudret, Hakîm ve Rahîm gibi sıfât ve esmâsı muhît, hudutsuz, şeriksiz olduğu için…………………….”

“Eğer Cemîl-i Zülcelâlin esmâsındaki hüsünlerin mevcûdat aynalarında bir cilvesini müşahede etmek istersen, zeminin yüzünü bir küçük bahçe gibi temâşâ edecek bir geniş, hayâlî gözle bak. Ve hem bil ki, rahmâniyet, rahîmiyet, hakîmiyet, âdiliyet gibi tâbirler, Cenâb-ı Hakkın hem isim, hem fiil, hem sıfat, hem şe’nlerine işaret ederler."……………………..

“Hem bütün kâinatı envâıyla beraber bir kitab-ı kebîr-i hikmet ve öyle bir kitap ki, her harfi yüz kelime, her kelimesi yüzer satır, her satırı bin bab, her bâbı binler küçük kitap hükmüne getiren hakîmiyet-i İlâhiyenin cemâl-i bîmisâline bak, gör."

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

“Hikmet, varlıkların en yücesini, ilimlerin en faziletlisi ile bilmektir.”İmam-ı Gazali R.A

Evet,Hakîm isminden kazanımlar elde etmenin iki şekilde olduğunu söyleyebiliriz. Birincisi kulun kendi gayreti ile talip olduğu ilim şeklindedir. Diğeri Allah’ın C.C lütfettiği, pek meşakkate girmeden el edilen ilim şeklindedir. Bunlar Kesbi ve Vehbi olarak adlandırılır.

Ancak bir birleri ile hikmet-i ilahiye gereğince yolları kesişir. Yani bir talep gayret olmadan bu taalluk genel itibariyle gerçekleşmez. Allah kulun iradesini sevkini, dua kabul edip meccanen lütfeder. Veya kendi irade ettiği ve bildiği bir husus nedeniyle herhangi bir sebebe de bağlamaz. Ancak kul kendi üzerine düşen talebi oluşturmalıdır.

Ayet-i Kerime  / Hadis-i Şerif ;

“ Hikmetin başı Allah korkusudur ” Hz. Muhammed A.S.M

"Allah (cc) Hazretleri hakkında hayır dilediği kimseye, din hususunda büyük bir anlayış verir." Hz. Muhammed A.S.M

"Andolsun ki biz, Lokmân'a "Allah'a şükret!" diye hikmet verdik. Kim şükrederse kendi iyiliğine eder. Kim de nankörlük ederse, şüphesiz ki Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye layıktır." (Lokmân sûresi/12)

“..derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik…. ( Kefh/65)

“(Allah) hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona pek çok hayır verilmiştir.” (Bakara Sûresi, 2/269)

Evet bununla birlikte; İnsan tüm fiillerinde hikmetli davranmalı, kendisine verilen yüksek değer nedeniyle kendini seyyiattan korumalı, yaşamında makul ölçülerle tedbirli olmalı………….. Ubudiyet ise, hâlisen livechillah olmalı. Yalnız aczini izhar edip, dua ile ona iltica etmeli. Rububiyetine karışmamalı. Tedbiri ona bırakmalı. Hikmetine itimat etmeli. Rahmetini ittiham etmemeli….Mektubat


.