19.11.17

ESMÂÜ'L-HÜSNÂ NOTLARI / EL-HÂFİD / ER-RÂFİ

EL-HÂFİD / ER-RÂFİ ..Bu iki esma-i İlahiye Ehli Dalâlet ve Ehli Hidayete ait tecellileri ifade ettiğinden birlikte ele alınacak inşallah.. “(O), alçaltan ve yüceltendir.” (Vâkıa Sûresi, 56/3)

ANLAMI:

Hâfid: Yaratılışlarında olan ahsen-i takvim keyfiyetini terk eden kâfirleri, asileri, mütekebbir ve zalimleri kendi tercih ettikleri sapkınlıklar ve doğru yoldan çıkmaları, Allah’a ve hidayet ehline olan düşmanlıkları nedeniyle felaketlere uğratarak, tard edip, alçaltarak kendi rahmet ve inayetinden uzaklaştıran, dünyevi akıbetlerinde de ahiret hayatlarında da onları zelil eden ve hak ettikleri esfel-i sâfilîn mertebelerine sukut ettiren anlamına gelmektedir.

Râfi’: Kendine tabi muti kullarını şereflendiren, onlara yakınlığının nurunu ihsan ederek iman ve ünsiyet ile yücelten itaatkâr ibadı arasında; rızasını kazanmakta gayretli, hoşnutluğuna ulaşmak için dikkatli, sevgisine mazhar olmak için ittiba-ı sünnette azmeden, takva ve amel-i salih noktasında ihlaslı olanlara üstünlük dereceleri veren, bununla birlikte dilediği kulunu fıtraten muhlis kılan anlamına gelmektedir.

Allahım! İhlâs Sûresinin hakkı için, bizi kesbi ile ihlâs sahibi olan ve lütfunla ihlâsa eriştirilen kullarından eyle. Âmin… İhlâs Risalesi Dua Meali…

BU İSİM İLE GENEL ANLAMDAKİ BAĞIMIZ:

Bu iki esma genel itibariyle insanın cüz-i iradesi ile tercih ettiği yol neticesi olarak elde ettiği sonuç tecellileri ile ilgilidir. “Âdetullah üzerine, irade-i külliye-i İlâhîye abdin irade-i cüz'iyesine bakar.” İşaratü’l-İ’caz

Cenab-ı Hak ve Hakîm-i Mutlak, o zaîf cüz’î iradeyi, irade-i külliyesinin taallukuna bir şart-ı âdi yapmıştır. Yani manen der: “Ey abdim ! İhtiyarınla hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm. Öyle ise mes’uliyet sana aittir!” Sözler…

Dolayısıyla Hâfid isminin tecellisine tam mazhar olan insanlar iradelerini yanlış tercihlerde kullanan ve küfür sıfatları ve iktizası ile Allah’a isim ve sıfatlarına düşmanlık edenlerdir.

Ancak her bir günah içinde küfre giden bir yol olduğu unutulmamalı mü’minler hatalarını istiğfar ile çabuk izale edip, günahta ısrar etmeyip bu ismin tecelli hududundan uzaklaşmalıdır.

…Fakat mü’minde dahi bir maraz-ı asabî bulunuyor veya maraz-ı kalbî var. O dahi, ehl-i dalâlet gibi, ehemmiyetsiz şeylere ziyade ehemmiyet verir. Lâkin çabuk kusurunu anlar, istiğfar eder, ısrar etmez… Barla Lahikası

"Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek, bizi onunla hesaba çekme." Bakara Sûresi, 2:286.

Bununla birlikte mü’min kullar üzerinde Hâfid isminin olumlu bir tecellisi de vardır da kulun hakka ait ölçülerde hareket etmesini temin eden tezahürle kendini gösterir. Buna ise alçaltıcı sonuçlara neden olan şeylerden çekinmek ve çekilmek suretiyle mazhar olur.

Râfi ismine kulun bağlılığı ise, takva ve amel-i salih ölçülerinde kalmakla, iman ve güzel ahlâk yolunda istikametli bulunmakla ilgilidir. Bu çerçevede hayatını yaşayan bir insan manevi derecelere ulaşarak bu ismin tecellisinden sonsuz bir saadetle mazhar olur.

BU İSMİN HAKİKATİNE DAİR;

“ Her şey Allah’tandır” Nîsâ 78

Her iki durumda da yükseltme ve alçaltma Allah’ın iradesiyle meydana gelir. Çünkü iyi davranışların ve kötü davranışların sonuçlarını o tayin etmiştir.Kulun takdir ve tayine uygun yaşayışındaki yükselişini O’nun CC mutlak rahmeti ..yanlış yollarda tercihi ve ısrarı  ile hak ettiği akbeti ise O’nun adaleti belirler.

Allah CC sonsuz merhameti ile kulun fıtratına koyduğu Ahsen-i Takvim derecelerine yükselişini, tüm esmasıyla ve peygamberleriyle, kitaplarıyla, melekleriyle ve mü’minler mabeynindeki dua ve uhuvvet ile desteklemiştir.

Dâllîn gürûhu ise fıtratlarını bozup, nefis ve şeytana tabi olan gürûhtur. Onlar kâinatta bulunan tüm gayeleri tahkir ettiklerinden hadsiz hukuku ihlal etmiş ve Allah’a abesiyet ile iftira etmişlerdir. Ve Allah’ın CC adaleti onları Hâfid isminin tecellisi ile layık oldukları en alçak seviyeye indirecektir.

1- Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.

2- Hamd o âlemlerin Rabbi,

3- O Rahmân ve Rahim,

4- O, din gününün maliki Allah'ın.

5- Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.

6- Hidayet eyle bizi doğru yola,

7- O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların

ve o sapmışların yoluna değil… Âmîn………….Fâtiha Suresi

BU ESMA-İ İLAHİYEDEN İYİ HUYLAR, ULVİ HİSLER, DOĞRU FİKİR VE GÜZEL DÜŞÜNCELER İLE YÜKSEK AHLÂK EDİNME;

Öncelikle insan batıl olan şeyleri hakir ve alçak görmeli ve dikkatli olmalıdır. "Şeytan sizi Allah'ın rahmetiyle kandırmasın" Fatır/5 ayetinde dikkat çekilen noktaya hassasiyetle bakmalı ve ucb ve fahre girecek durumlardan içtinap etmelidir.

Bununla birlikte, tevazu sahibi olmalı, nefsin mahiyetinde bulunan fanilik, acz ve fakrı unutmamalı, heva ve isteklerinin değersizliğini idrak etmelidir. Şeytani desiselere ehemmiyet vermemeli, vesveseleri ile ilgilenmemeli, teklif ettiği menhus şeylerden uzaklaşmalı ve şerrinden Allah’a sığınarak onu alçaltmalı yapılması gereken vazifelere istikrarla devam edilmelidir.

….Madem dünya hayatı ve cismânî yaşayış ve hayvânî hayat böyledir. Hayvâniyetten çık, cismâniyeti bırak, kalb ve ruhun derece-i hayatına gir. Tevehhüm ettiğin geniş dünyadan daha geniş bir daire-i hayat, bir âlem-i nur bulursun. İşte o âlemin anahtarı, marifetullah ve vahdâniyet sırlarını ifade eden Lâ ilâhe illâllah kelime-i kudsiyesiyle kalbi söylettirmek, ruhu işlettirmektir… Lem’alar



Ve insan Allah’a ve Resulüne A.S.M itaat ederek elde ettiği yüksek değerleri hali,kali ile göstermeli ve kardeşlerinin de bu keyfiyete ulaşması için himmet ve gayret sahibi olmalıdır. Hayırlı tercihlerine kuvvet vermeli helâl şeylere yönelmeleri için iradelerini desteklemelidir...Risale-i Nur’un İman ve Küfür Müvazeneleri Kitabı bu konunun içeriğini kavramak  için güzel bir rehberdir…Tavsiye edilir.

.